Bursa Gezilecek Yerler ve Gezilecek Yerler Hakkında Bilgi
Bursa Gezilecek Yerler ve Gezi Notları yazımıza çok kısa bir Bursa hakkında bilgi notu ile başlayalım. Başka yerlere özellikle de İstanbul’dan Ege Bölgesi taraflarına yaptığımız seyahatlerde Bursa’nın içerisinden çok defa geçtik. Ayrıca Uludağ’a dağcılık tırmanışı yapmak için bir defa, birçok kez de Uludağ’da kayak yapmak için Bursa’ya gitmişliğimiz var. Bursa şehir merkezindeki tarihi yerler ile Bursa çevresindeki doğal güzellikleri görmek maksatlı olarak da Bursa’ya ve bazı ilçelerine birkaç defa da gittik. En son Gezi Bloger’ı olarak ve Gezi Blogerı gözüyle 1-2 Aralık 2018 tarihinde Bursa’yı ziyaret ettik ve Bursa Gezilecek Yerler listesindeki bazı yerleri tekrar gezdik.
Bursa da İstanbul, Edirne, Amasya, Sivas, Kayseri, Malatya, Adıyaman, gibi tarihi kentlerimiz arasında yer alıyor. Tarihi çok eski yıllara kadar dayanan Bursa, 1326 yılından itibaren büyümeye başlamış. Özellikle de Osmanlı Devleti’nin kuruluş yıllarında, Osmanlı Devleti’nin başkenti olması münasebetiyle bu büyüme ve gelişme daha da hızlanmış. Yine Bursa’nın Osmanlı Devleti’nin başkenti olması nedeniyle kentin her köşesinde camilere, türbelere, medreselere, külliyelere ve çarşılara rastlamak mümkün.
Osmanlı Devleti Sultanlarının ilk altısının mezarı da bulunan kentte, Bursa Gezilecek Yerler listesine dahil edilebilecek birçok kültürel varlık, tarihi mekân, tarihi eser, tarihi yer, tarihi bina ve tarihi yapı, yeryüzü şekli oluşumu, ören yeri ve doğa güzellikleri mevcut.
Bursa, bu tarihi birikiminin yanında günümüzdeki kültürel çeşitliliğiyle de ön plana çıkıyor. Bursa şehir merkezinde gezilecek yerler ile birlikte Bursa yakın çevresinde ve ilçelerinde de gezilip görülecek birçok yerler var. Bu çok kısa Bursa hakkında bilgi notundan sonra yazımızın Bursa Gezilecek Yerler hakkında bilgi bölümüne geçebiliriz. Bursa hakkında kapsamlı bilgi için tıklayınız…
Bursa Gezilecek Yerler
Bursa gezilecek yerler; Bursa Şehir Merkezi, Bursa yakın çevresi ve İznik ilçesi olmak üzere üç ana bölgede yer almaktadır. Geziye, Bursa şehir merkezinden başlanabilir. Atatürk Caddesi, devamında Namazgah Caddesi, İnönü Caddesi ve Gökdere Bulvarı, Bursa’nın merkezi konumunda yer alıyor. Bursa gezilecek yerler listesinde yer alan şehir merkezindeki bölüm, aşağıdaki Bursa Gezilecek Yerler haritasında belirtilmiş olan rota takip edilerek yapılabilir. Biz de hemen hemen aynı rotayı takip ederek gezimizi yaptık.
Bursa şehir merkezinde; Yeşil Cami, Yeşil Türbe, araç trafiğine kapalı Kayhan Caddesi, devamında yine araç trafiğine kapalı olan Tuz Pazarı Caddesi ve Uzunçarşı Caddesi, Uzunçarşı Caddesi’nin batısında yer alan Koza Han ve Kapalı Çarşı ile Bursa Ulu Cami, Muradiye Külliyesi şehir merkezinde başlıca gezip görülecek yerler arasında. Gezilecek söz konusu yerler birbirine yakın ve yürüyüş mesafesinde. Şehir merkezindeki geziye şehirle bütünleşmiş olan Bursa Yeşil Cami’den başlanabilir.
Bursa Yeşil Cami
Yeşil Cami, Bursa Gezilecek Yerler listesinin en başında yer alıyor. Osmanlı Devleti Padişahlarından Yıldırım Bayezid 1402 yılında yapılan Ankara Savaşında Timur’a yenilince, Bayezid’in çocukları arasında taht kavgaları çıkmış ve Osmanlı Devleti sıkıntılı bir döneme girmiş. Osmanlı tarihinde Fetret Devri olarak anılan bu sürecin sonunda Çelebi Sultan Mehmet, kardeşlerine karşı verdiği mücadelede galip gelerek tahta geçmiş.
Ters T planı camilerinden olan Yeşil Cami, Osmanlı İmparatorluğu’nun yeniden dirilişinin simgesi olarak Çelebi Sultan Mehmet tarafından, 1419 yılında yaptırılmış. Söz konusu cami; medrese, türbe, hamam ve imaretten oluşan Yeşil Külliye olarak inşa edilmiş.
Caminin inşaatında, Bizans döneminden kalan malzemeler kullanılmış. Ortaçağ’ın doğudaki en güzel eserleri arasında olduğu söylenen caminin girişindeki taç kapı, Türk taş oymacılığını en güzel örneklerinden olduğu söyleniyor. Caminin bir başka dikkat çeken mimari özelliği ise duvarlarındaki 3 metre yüksekliğe sahip açık ve koyu tonlardaki mavi ve yeşil çinilerle kaplı olması. Çini ustalığının en yüksek noktaya ulaştığı yer ise 10,65 metre yükseklikteki mihrapta kullanılan çiniler.
Caminin yapımındaki önemli bir detay ise iki kubbenin birleştiği yerde yer alan bir metre eninde saf altından yapılmış işlemelerdir. Söz konusu işlemelerin saf altından olmasının sebebi ise ileriki tarihlerde ekonomik nedenlerden dolayı caminin tamirat ihtiyacı karşılanamazsa bu saf altınların bozdurularak tamirat için kaynak oluşturulması. Bir başka detay da caminin içinde yer alan şadırvan.
Yeşil Cami’nin hemen yanında bulunan ve halen Türk İslam Eserleri Müzesi olarak kullanılan medrese ve Yeşil Türbe, Bursa da gezilecek diğer önemli bir tarihi yerdir.
Yeşil Türbe
Osmanlı mimarisinde tüm duvarları çiniyle kaplı tek türbesi olan Yeşil Türbe, 1421 yılında Mimar Hacı İvaz Paşa tarafından yapılmış. Bursa’nın sembolü olarak kabul edilen türbenin dış duvarları da çiniyle kaplıdır. Söz konusu türbenin en göz alıcı yeri ise adeta bir sanat eseri gibi duran İznik çinileriyle kaplı mihrabıdır.
Yeşil Türbe ile ilgili en enteresan durum ise Çelebi Sultan Mehmet, türbenin tamamlanmasından kırk gün sonra ölmüş olmasıdır. Türbede, Çelebi Sultan Mehmet ile üç oğluna, üç kızına ve dadısına ait toplam sekiz sanduka yer almaktadır.
Yeşil Cami’den batıya doğru uzanan Boyacıkulluğu Sokaktan 400 metre yüründüğünde Kayhan Caddesine ulaşılıyor.
Kayhan Caddesi
Araç trafiğine kaplı olan Kayhan Caddesi, Boyacıkulluğu Sokaktan başlayıp İnönü Caddesinde son buluyor. Kayhan Caddesi’nin bu 200 metrelik bölümünde sağlı sollu sıralanmış birçok kafe, restoran ve yöresel yiyeceklerin yer aldığı büfe ve lokantalar mevcut.
Söz konusu caddedeki bu işletmelerin tamamı da tek tip iki katlı tarihi evlerin restorasyonu sonunda oluşturulmuş. Bu bölümde yürürken işletme görevlileri sizi mekanlarına davet edeceklerdir. Burada bir çay kahve molası verilebilir. Ya da açlık durumuna göre bir şeyler atıştırılabilir.
Kayhan Caddesinin batı tarafında, kuzey-güney istikametinde uzanan İnönü Caddesi’ni geçince Kayhan Caddesi’nin devamında Tuz Pazarı Caddesi başlıyor.
Tuz Pazarı Caddesi/Çarşısı
Kayhan Caddesi gibi araç trafiğine kapalı olan Tuz Pazarı Caddesi, Kayhan Caddesi’nin batısından başlayıp Uzunçarşı Caddesi’nde son buluyor. Doğu batı istikametinde 300 metre uzunluğunda olan söz konusu cadde boyunca sağlı sollu sıralanmış birçok hediyelik eşya dükkânı, mağaza, zücaciye, el sanatı atölyeleri ve kuru gıda satış dükkanları yer alıyor.
Aralara serpiştirilmiş olarak yer alan kafe ve küçük yiyecek büfeleri de mevcut. Üzeri aynı zamanda kapalı da olan caddede yürürken kendinizi bazen geçmiş tarihin içinde hissediyorsunuz.
Tuz Pazarı Caddesinin batı tarafında, kuzey-güney istikametinde uzanan Çömlekçiler Caddesi’ni geçince Tuz Pazarı Caddesi’nin devamında Uzunçarşı Caddesi başlıyor.
Uzunçarşı Caddesi
Kayhan Caddesi ve devamındaki Tuz Pazarı Caddesi gibi araç trafiğine kapalı olan Uzunçarşı Caddesi, Tuz Pazarı Caddesi’nin batısından başlayıp Kapalı Çarşı da son buluyor. Tuz Pazarı Caddesi gibi doğu batı istikametinde 300 metre uzunluğunda olan söz konusu cadde boyunca yine Tuz Pazarı Caddesi’ndeki gibi sağlı sollu sıralanmış birçok hediyelik eşya dükkânı, mağaza, zücaciye, el sanatı atölyeleri ve kuru gıda satış dükkanları yer alıyor.
Aralara serpiştirilmiş olarak yer alan kafe ve küçük yiyecek büfeleri de mevcut. Üzeri aynı zamanda kapalı da olan caddede yürürken kendinizi bazen Tuz Pazarı Caddesi’ndeki gibi geçmiş tarihin içinde hissediyorsunuz.
Uzunçarşı Caddesi’ne açılan tarihi hanlar ve camiler de mevcut. Bunlardan mutlaka görülmesi gereken en önemli yerler ise Koza Han ve Ulu Cami
Koza Han
1489-1491 yılları arasında Sultan II. Bayezid tarafından İstanbul’daki cami ve medreselere gelir getirmek amacıyla yapılmış olan Koza Han, 2014 yılında UNESCO Dünya Mirası olarak ilan edilen alan içerisinde yer almaktadır.
Klasik plana uygun olarak, kareye yakın dikdörtgen bir avlunun etrafında yer alan söz konusu han, iki katlı ana yapı ile doğusunda yer alan tek atlı ahır ve depolardan oluşmaktadır. Kuzeyindeki Uzunçarşı Caddesi’nden girilen görkemli bir ana giriş kapısı olan Koza Han, toplam üç giriş kapısına sahiptir. Avlunun ortasında bir şadırvan ve şadırvanın üzerinde de küçük bir mescit yer almaktadır.
15.yüzyıldan beri uzun süre uluslararası bir ticaret ve alışveriş merkezi konumunda olan Koza Han’da, belli bir tarihe kadar farklı ülkelerden tüccarların da iş yerleri varmış. Günümüzde de ticari canlılığını koruyan hanın avlusunda da kafe ve restoranlar yer almaktadır. Gezi esnasında burada bir mola vermek nostaljik ve değişik olacaktır.
Koza Han’ın ana giriş kapısından Uzunçarşı Caddesine çıkıp batı istikametinde yüründüğünde caddenin bitiminde Kapalı Çarşı ve Bursa Ulu Cami yer almaktadır.
Kapalı Çarşı
Uzunçarşı Caddesi’nin batısında yer alan Tarihi Kapalı Çarşı, büyük yangınlar sonucu çok hasar oluşması nedeniyle yeniden yapılmış. Başlangıçta sığınak olarak yapılan çarşının alt katı, 1960’lı yıllarda çarşıya dönüştürülmüş.
Bursa Ulu Cami’nin etrafında şekillenmiş olan söz konusu çarşıda birçok giyim eşyasının satıldığı mağazalar ve kuru gıdalar ile hediyelik eşyaların satıldığı dükkanlar mevcut.
Ulu Cami
Sultan Yıldırım Bayezid tarafından 1396-1400 yılları arasında yaptırılan Ulu Cami, çok sütunlu ve 5.000 metrekarelik bir alan üzerine yapılmıştır. Alçak tavanlı olarak yapılmış olan cami, yirmi kubbe ile örtülmüş.
Söz konusu caminin en önemli dikkat çekici yeri ise minberi. Kuran’daki ayet sayısını da simgeleyen 6666 adet abanoz ağacı parçasından yapılmış olan minberin gerçek bir başyapıt olduğu söyleniyor. Minberin her iki yanına Güneş ve Galaksi sistemindeki gezegenlerin büyüklük oranları ve yörüngeleri canlandırılmış. Minber’in mihraba bakan yüzünde Güneş Sistemi ve dokuz gezegen, Minber’in diğer yüzünde ise yedi adet galaksi formatı beş farklı renkteki sedef kakmalarla canlandırılmış.
Minber’in her iki yüzündeki üçlü ve on ikili dolap kapaklarının ise Türk boylarını simgelediği söyleniyor. Ayrıca Minber’in giriş kapısının üzerinde de altın yaldızla “Yıldırım Bayezid Han tarafından yaptırılmış” yazısı mevcut.
Ulu Cami’nin yürüyerek 2,2 km batısında Bursa Gezilecek Yerler Listesi’nde yer bir başka tarihi mekân ise Muradiye Külliyesidir. Muradiye Külliyesi’ne Bursa Kalesi ve Bursa eski tarihi evleri gezerek söz konusu yerlerin bulunduğu caddeden gidildiğinde ise güzel bir Bursa şehir manzarası seyretmek mümkün.
Muradiye Külliyesi
Osmanlı Sultanları tarafından Bursa’da yaptırılan son külliye olan Muradiye Külliyesi, 1425-1416 yılları arasında 2. Murat tarafından yaptırılmıştır. Başlangıçta cami, medrese, hamam, hastane olarak yaptırılan söz konusu külliyeye sonradan şehzade türbeleri de eklenmiş.
Külliyenin bünyesinde bulunan 2. Murat Caminin, dış cephesinin ince taş ve tuğla işçiliği ile yine dış cephesindeki renkli sırlı tuğla ve çiniler, söz konusu caminin en dikkat çekici özellikler. Caminin kapılarındaki ahşap işçiliği de görülmeye değer.
Bursa Yakın Çevresi ve İlçelerinde Gezilecek Yerler
Gölyazı, önemli bir kuş barınağı yeri olan Ulubat Gölü, UNESCO Dünya Kültür Mirası aday listesinde yer alan ve Osmanlı sivil mimarisinin en iyi korunduğu Cumalıkızık, ismini 376 yılındaki İznik Konsili’nde aforoz edilen üç papazdan aldığı söylenen Trilye, Osmanlı İmparatorluğu ve Selçuklular ile Roma İmparatorluğuna başkentlik yapmış olan İznik, Bursa yakın çevresinde ve ilçelerinde gezilecek başlıca yerlerdir.
Söz konusu yerler ile ilgili kısa bilgiler aşağıda yer almaktadır.
Cumalıkızık
Osmanlı sivil mimarisinin günümüze kadar en iyi korunmuş örneklerinden biri olan Cumalıkızık, UNESCO Dünya Kültür Mirası aday listesinde yer alıyor. Bursa şehir merkezinin doğusunda, Bursa-Ankara yolu üzerinde ve 13 km’lik bir araç yolculuğuna müteakip ulaşılabiliyor.
Cumalıkızık Uludağ eteklerinde bulunan 7 Kızık köyünden en önemlileridir. Rivayete göre Tokat Bölgesinde yaşayan Oğuz boylarından Kızıklar, Karakeçili aşiretinin hâkim olduğu topraklara yerleşmek için Ertuğrul Gazi’den izin ister. Karakeçililer razı olmasa da Ertuğrul Gazi, Kızıklara Uludağ eteklerinde yer gösterir. Bununla da yetinmeyen Ertuğrul Gazi, Kızıkların 7 oğlu ile Karakeçililerin 7 kızının birbirleriyle evlendirir. Evlenen bu çocuklardan; Cuma Ali Bey’in köyü Cumalıkızık, Fethi Bey’in köyü Fethiyekızık, Hamlı Bey’in köyü Hamamlıkızık, Dal Bey’in köyü Dalkızık, Bayındır Bey’in köyü Bayındırkızık olur. Diğer iki Kızık köyü olan, Derekızık ve Değirmenkızık’ın ise kimler tarafından kurulduğunun bilinmediği söyleniyor.
700 yıllık bir tarihi yaşatan Cumalıkızık; kesme taşlarla döşeli daracık sokakları, rengarenk ve cumbalı kerpiç evleriyle adeta zamanın dondurulduğu masalsı bir köydür. Halen 150’sinde yaşamın devam ettiği 250 civarındaki evin, birbirine oldukça yakın yapılmasına rağmen, pencereleri birbirine bakmamaktır.
Uludağ Milli Parkı ve Kayak Merkezi
Bursa’nın 35 km güneyinde yer alan Uludağ Milli Parkı, İstanbul’a 170 km mesafededir. Uludağ Milli Parkı’nda yer alan Uludağ Kayak Merkezi ise ülkemizin önde gelen kış sporları ve kayak merkezlerinden birisidir. Uludağ’ın karla kaplı gün sayısının 178 gün olduğu, Uludağ Milli Parkı’nın yıllık ortalama ziyaretçisinin ise 1.000.000 kişinin üzerinde olduğu söyleniyor. Kayak pistleri ise kar yağışına bağlı olarak genelde 15 Aralık’ta başlıyor ve 30 Nisan’da kapanıyor.
Uludağ Milli Parkı’nda kayak ve kış sporlarının haricinde birçok yürüyüş parkuru da mevcuttur. Ayrıca kampçılık için kampa alanları ile günübirlik kullanımlar için de değişik alanlara sahip olan Uludağ, bugünkü görünümünü tektonik hareketlerle kazanmıştır. Kuzey yamaçlarında buzullarla şekillendirilmiş birçok ilginç kaya kitleleri olan Uludağ’ın zirvesinde ise yazın kuruyan birçok buzul gölü de mevcuttur.
2006 yılında I. Derece Doğal Sit Alanı olarak tescil edilen Uludağ Milli Parkı’nda tavşan, gelincik, ayı, çakal, tilki, yaban domuzu, baykuş, kumru, dağ kartalı, yılan, kertenkele, serçe, bülbül ve dağ bülbülü gibi birçok canlı türü de yaşadığı söyleniyor. Söz konusu canlıların yanında zengin bir bitki örtüsüne de sahip olan dağda, 32 adedi Uludağ’a özgü olmak üzere 104 çeşit endemik türünün mevcut olduğu başlıca bilgiler arasında.
Ulubat Gölü
Türkiye’nin en büyük gölü listesinde 10. sırada yer alan Ulubat Gölü, tektonik kökenli sığ bir tatlı su gölüdür. Gölün kirlenmeye başlaması ile birlikte balık çeşitliliğinin azaldığı, buna rağmen söz konusu gölde; sazan, yayın, kefal, turna, yılan balığı ve feki denilen küçük bir balık türünün halen yaşandığı ve de tutulduğu söyleniyor.
Dünyada yalnızca 38 üyesinin olduğu “Yaşayan Göller” listesinde de yerini almış olan Ulubat Gölü, çevresindeki verimli, sulak ve tarıma elverişli bereketli topraklarıyla aynı zamanda önemli bir kuş barınağıdır. Fotoğraf tutkunları tarafından çok büyük bir rağbet gören gölün çevresinde, gezilip görülmeye değer birçok yer mevcut. Bir doğa harikası olan Ayvaköy’deki Ayvaini Mağarası, Ulubat Gölü’nün doyumsuz bir manzarasını sunan Dorak Köyü ve Ulubat Gölü üzerinde bulunan Gölyazı, Ulubat Gölü çevresinde gezip görülecek en önemli yerler.
Gölyazı
Bursa’nın Nilüfer ilçesine bağlı olan Gölyazı Köyü, Ulubat Gölü üzerinde ve anakarayla bağlantısı bir köprü vasıtasıyla sağlanıyor. Bursa-Balıkesir yolu üzerinde ve Bursa’dan 34 km uzaklıkta yer alan söz konusu köye, ana yoldan saptıktan 2 km sonra ulaşılabiliyor. Köy halkının büyük bir çoğunluğu hayatlarını gölden yakaladıkları balıklar vasıtasıyla sağladığı söyleniyor.
Gölyazı Sahilleri, Gölyazı Antik Limanı, Gölyazı Hamamı, Gölyazı Sokakları ile beldenin adeta simgesi haline gelmiş olan ve beldeyi ana karaya bağlayan köprünü başlangıç kısmında yer alan 400 yaşındaki Ağlayan Çınar, Gölyazı Beldesinde gezip görülecek başlıca yerler arasında olduğu söylenebilir.
Trilye
İsmini, MS 376 yılında yapılın İznik Konsülünde aforoz edilen üç papazdan (Tri/üç, İlya/papaz) aldığı söylenen Trilye, Marmara Denizi güney kıyısında ve Bursa’nın Mudanya ilçesine bağlı bir yerdedir. Bursa’dan İzmir yoluna çıkılınca Mudanya-Trilye işaret levhasını takip edilerek yapılacak olan 50 km’lik bir araç yolculuğu ile ulaşılabiliyor.
Osmanlının ilk yıllarında ağırlıklı olarak Rumların yaşadığı Trilye’ye, Sultan Yıldırım Bayezid döneminde İstanbul’dan 30 kadar Türk ailesi getirilerek buraya yerleştirilmiş. 500 yıl gibi uzun yıllar barış içerisinde yaşamış olan Türkler ve Rumlar, kendi aralarında hiçbir sorun yaşamamış. 1923 yılındaki mübadele şartlarına göre Selanik ve Girit’ten gelen Türkler Trilye’ye yerleştirilmiş.
1963 yılında Trilye’nin ismi Zeytinbağ olarak değiştirilmiş. Zamana karşı direnen eski evlerin yer aldığı Trilye ’de Rumlardan kalan 7 kilise ve 3 manastır bulunmaktadır. Trilye ‘de bulunan Fatih Cami, bu kiliselerden dönüştürülmüş bir camidir.
İznik
Geçmişi çok eskilere dayanan İznik, tarih boyunca Doğu Roma İmparatorluğu’na, Selçuklulara ve Osmanlılara kısa süreliğine de olsa başkentlik yapmış. Hristiyanlık için büyük bir önem taşıyan birinci ve yedinci konsüller de İznik’te yapılmış. Günümüze kadar varlığını sürdürebilmiş olan eski şehrin surları ile giriş kapıları, Yeşil Cami, Ayasofya Cami, İznik Gölü ve İznik Çinileri İznik’te gezilip görülecek başlıca yerler arsında.
İznik ve söz konusu yerler hakkında detaylı bilgiler “İznik Gezilecek Yerler ve İznik Gezi Rehberi” başlıklı yazımızda yer almaktadır. (Yazım ve Yayım işlemleri devam ediyor)
***
Bursa nerede, Bursa hakkında bilgi, Bursa tarihi, Bursa ’ya nasıl gidilir, Bursa hava durumu ve Bursa’ya ne zaman gidilir, Bursa’da nerede kalınır, Bursa’da ne yenir, Bursa mutfağı, Bursa ’da ne yapılır, Bursa gece hayatı, Bursa festivalleri, Bursa ’dan ne alınır ve benzeri tüm sorular hakkında detaylı bilgiler “Bursa Gezi Rehberi” başlıklı yazımızda yer almaktadır. (Yazım ve Yayım işlemleri devam ediyor)