Peru Gezi Notları, Peru’da Gezilecek Yerler
Peru gezi notları, iki bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde(A); Peru’da bizim gezip gördüğümüz yerler, maddeler halinde belirtilmiştir. İkinci bölümde(B) ise, geziye çıkmadan önce yapmış olduğumuz çalışmalardan ve gezi esnasında edindiğimiz bilgiler doğrultusunda öğrendiğimiz, ancak bizim gidemediğimiz, Peru’da gezilip görülmesi gereken diğer yerler belirtilmiştir.
A. Birinci Bölüm: Gezip Gördüğümüz, Peru’da Gezilecek Yerler
Sekiz günlük Peru gezisini, 30 Ağustos – 27 Eylül 2016 tarihlerinde 29 gün süren Güney Amerika Gezisi kapsamında yaptık. Peru’da ki rotamız; Puno> Cusco> Pisac> Ollantaytambo> Aguas Calientes> Machu Picchu> Aguas Calintes> Ollantaytambo> Cusco> Puerto Maldanado> Lima şeklinde gerçekleşti.
Güney Amerika Gezimizin 18’inci gününde Bolivya gezimizi La Paz’da bitirdik. Söz konusu gezimizin 19’uncu günü olan, 17 Eylül 2016 Cumartesi günü Bolivya’nın başkenti La Paz’da otelemizde ki kahvaltının ardından Puno (Peru)’ya doğru yola çıktık.
1. Puno
Bolivya-Peru sınırını Yunguyo sınır kasabasından geçtik. Bolivya tarafındaki pasaport ve çıkış işlemlerini tamamlamayı müteakip Peru sınır ofisine doğru yürüyüşe başladık. Peru sınırındaki giriş ve pasaport işlemlerine müteakip iki saat yolculuk sonrası Peru’nun geleneksel şehri Puno’ya ulaştık. Hazır otobüs terminalinde iken yarın yapacağımız Cusco otobüs yolculuğunun biletlerini de sabahın erken saatlerine denk gelecek şekilde aldık. Hostelimiz ile daha önceden bizi otobüs terminalinde karşılayıp araçla almaları konusunda sözleşmiştik. Bizi karşıladılar ve hostel görevlileri aracılığı ile hostelimize transfer olduk.
Hostelimize (Hostel Homecenter Puno) çantalarımızı bıraktıktan sonra Puno’da gezilip görülecek yerleri hızlı bir şekilde kolaçan etmeye başladık. Bir saat gibi kısa bir sürede yürüyerek gezilebilecek bir yer. Bu nedenle, bizim şehir gezimiz de hemen bitti. Gezinin ardından bazılarımız, küçük şirin sokaklarda gezisine devam etti. Bir kısmımızda taksi kiralayarak tepeye, Mirador El Condor’un bulunduğu bölgeye çıktık ve tepeden Punu’yu seyrettik, bol bol fotoğraflar çektik.
Pun0, küçük ama şirin bir yer. Titikaka Gölü kenerında sahil kasabası görünümünde. Çevrede fabrika ya da sanayi türü herhangi bir atölye yok. İnsanlar boş boş duruyor, gelip geçenleri seyrediyor. Turistlere yönelik küçük hediyelik dükkanlar var. Göl kenarında küçük bir iskeleleri var. Dilenci, hatıra fotoğraf çektiricileri vb. gibi insanlar genelde iskele yolundalar. Buraya gelen turistler, Titicaca Gölü ve göl üzerindeki yapay Uros adalarını görmek için geliyorlar.
Şehir gezimizin ardından daha önceden sözleştiğimiz gibi saat: 15.30’da Hostelimizde buluştuk ve araçla limana hareket ettik. Teknemize binerek adalara doğru hareket ettik. Hostel’imiz vasıtasıyla saat:16.00-18.00 arası Uros Yerlilerinin sazdan yapılma yüzen adalarını ziyaret ettik. Bu adalardaki yerel halkın bazıları, yüzyıllar öncesine dayanan geleneklerini hala sürdürüyorlar. Dışarıya kapalı bir hayatları var gibi gözüküyor. Gelen turistlere yönelik el işi yöresel hediyelik eşyalar üretiyorlar. Bazıları ise adalardaki mevcudiyetini devam ettirirken, yerleşik yaşantılarına ise Puno’da devam ediyorlarmış.
Adalardaki yaşantıyı gördükten sonra akşam Puno’ya geri döndük. Güzel bir restoran da yerel müzikler eşliğinde keyifli bir akşam yemeği yedik.
Ertesi gün, yani; Güney Amerika Gezimizin 20’inci gününde, 18 Eylül 2016 Pazar günü, Puno’dan otobüsle Peru’nun tarihi kenti ve de İnka’ların başkenti olan Cusco’ya sabahın erken saatlerinde hareket ettik.
2. İnka’ların Başkenti, Cusco
, And Dağları’nın yüksek kesimlerindeki vadilerde yaşamış ve 12.-16. yüzyıllarda büyük bir imparatorluk kurmuş olan Güney Amerika yerli halkıdır. 16. yüzyıldaki İspanyol istilasından önce, ortalama 5-10 milyon nüfuslu çok iyi örgütlü bu imparatorluk, 14. ve 15. yüzyıllarda güçlenerek topraklarını bu günkü Bolivya, Peru, Ekvador ile Arjantin ve Şili’nin bazı bölümlerini içine alacak kadar genişletmiştir. Geniş kapsamlı “İnkalar Hakkında Bilgi” için tıklayınız…
Puno – Cusco yolu üzerinde bulunan; yüksekliği 12 metreyi aşan ve eski tarihte soyluların mezar taşı olarak inşa edilen Sillustani’deki chullpaslar, kerpiçten yapılan birçok binaların bulunduğu Racchi bölgesi, Andahuaylillas mahallesi ve “Amerika’nın Sistin Şapeli” olarak da adlandırılan yol üzerindeki barok kilisesi, görülmeye değer yerlerdi. Ancak zaman yetersizliği nedeniyle bu noktaları gezi programına alamadık. Söz konusu yerleri gezdirerek Puno’dan Cusco’ya götüren turlar var ama yolculuk süresi epey uzuyor.
10 saatlik otobüs yolculuğu sonunda Cusco’ya vardık. Otelimiz görevlileri tarafından otobüs terminalinde karşılandık ve ardından otelimize (Hostal Qorikilla) transfer olduk. Otelimize yerleşmeye müteakip Cusco’da gezip görülecek yerler için UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan Cuzco Tarihi Merkezi’ni gezmeye başladık.
Bu arada, şehir turumuza başlamadan önce, yarın yapacağımız kutsal vadi gezimiz ve Machu Pıcchu’ya çıkacağımız Aguas Calientes’e transferimiz için hostelimizin sahibi aracılığı ile bir minibüs kiraladık. Kutsal vadi’de gezilecek yerler konusunda antlaşma sağladık.
Şehir turumuzda; birçok tarihi olaya sahne olan ve Savaşçı Meydanı olarak da bilinen, restoran ve pahalı mağazalarla dolu turistik Plaza de Armas; Barok tarzı muazzam mimarisi ile Güneş Tapınağı üzerine kurulmuş Cuzco Katedrali (Santa Domingo Kilisesi), yine Cusco’nun merkezinde bulunan İnka’ların Güneş Tanrısına adanmış olan altın kale anlamına gelen Qorikancha Tapınağı(Güneş Tapınağı), İnka surları, geleneksel tezgâhların bulunduğu San Fransisco Meydanı, çok sayıda küçük barların bulunduğu San Blas Bölgesi, gezip gördüğümüz yerler arasındaydı.
Cusco’nun tarihi binalarının bulunduğu eski şehir, akşamleyin, bambaşka bir havaya büründü. Sokak aydınlatma lambaları ve tarihi binalarının ışıklandırılması şehre apayrı bir güzellik kattı. Turistlerin doldurduğu küçük sokaklarda etrafa bakarak yürürken ve de şehir meydanlarının bir köşesindeki banka oturup tarihi binaları seyrederken; kendinizi, tarihi bir filmin içerisinde adeta bir figuran gibi hissettik…
Ayrıca turizm merkezi konumundaki bu tarihi şehri gezerken “Peru’nun Geneli Hakkında Bilgi” de topladık.
Ertesi gün, Peru gezimizin üçüncü, Güney Amerika gezimizin 21’inci günü olan 19 Eylül 2016 Pazartesi günüydü. Sabahın erken saatlerinde Cusco’dan Kutsal Vadi gezimize başladık.
3. Kutsal İnka Vadisi
İnkalar’ın Kutsal Vadi’si, Kutsal İnka Vadisi ya da Urubamba Vadisi; Peru Andları’nda yer alan ve İnkalar’ın başkenti Cuzco yakınlarında bulunan bir vadi. Yerli halkların yaşadığı bu vadi, Pisac ile Ollantaytambo arasında. Söz konusu vadi; Urubamba Nehri’ne, diğer adlarıyla Vilcanota Nehri ya da Willkamayu’ya (kutsal nehir) paralel kalan tüm alanı kapsıyor. Birçok nehrin aktığı küçük vadilerden oluşan Kutsal Vadi bu nehirler tarafından besleniyor ve birçok İnka arkeolojik sit alanını barındırıyor. İnkalar, bu vadiye çok önem vermişler. Bunun en önemli nedeni çok özel iklim koşullarına ve özel coğrafik özelliklere sahip olmasıymış. İnkalar, coğrafi özellikleri ve özel iklim koşulları nedeniyle bu vadiden çeşitli bakımlardan çok yararlanmışlar. Vadi, topraklarının zenginliği sayesinde temel tarım merkezlerinden biri olmuş. İmparatorluğun en önemli doğal sağlık merkezi olmasının yanısıra en önemli mısır üretim bölgesi de olmuş. Aynı zamanda Peru’daki en iyi mısır burada üretilmiş.
Vadiye ulaşım Cusco kentinden hareketle yapılıyor. Biz de öyle yaptık. Cusco kentinden Kutsal Vadi gezisi için yapılacak yolculukta uğranması tavsiye edilen yerler, sırasıyla; Sacsayhuamí¡n, Quenko, Tambomachay, Písac, Moray, Maras, Ollantaytambo, Chinchero, Machu Picchu. Tabi ki zaman problemimiz nedeniyle bunların tamamını görme imkanımız olmadı. Chinchero’yu Machu Picchu’dan Cuscu’ya dönüşe bıraktık. Kutsal Vadi gezimize Cusco’nun hemen yanı başındaki Sacsayhuaman’dan başladık.
4. Sacsayhuaman
Sacsayhuaman, Cusco şehirinin hemen yakın çevresinde bulunan İnka kalesi harabeleridir. Şehir merkezinin yaklaşık 3 km kadar dışında. Söz konusu kale, şehre en tehlikeli girişin korunmasını sağlıyormuş. İspanyolların istilasında; yüzlerce savaşçı, kendisini, bu duvarlarda tahkim etmiş. İspanyolların bu istilası boyunca ve depremlerle, kale kısmen tahrip olmuş. Böylelikle bugüne kadar üçte biri kalmış. Sacsayhuamán, düşmana karşı sadece kuvvetli bir savunma göstermemiş, aynı zamanda İnka’ların güç ve enerjilerini de kanıtlamış. Özel olarak düzenlenmiş çok sayıda yerlerin varlığı, buraların kutsal olma olasılığını artırıyor. Bu yerlerin, savunma amacına karşı argüman olarak durduğu söylenebilir. Bunlara örnek olarak; yapının ana çizgileri, çapı, yaklaşık 100 metre olan daire şeklindeki arenalar ve tek başına duran kaya bloklardan oluşan geniş merdivenler söylenebilir.
Sacsayhuaman’daki incelemelerimizden sonra minibüsümüzle Pisac’a doğru yola devam ettik.
5. Pisac
Pisac girişinde yer alan ve şu an yalnızca kalıntıları bulunan kale, ilk gördüğümüz yerler arasındaydı. Zamanında İnka İmparatorluğu ile Paucartambo’yu birbirine bağlayan yolu kontrol etmek amacı ile kurulmuş ve bu amaçla kullanılmış. Kalenin görülmesinin ardından, vadinin kuzeyindeki tepenin yamaçlarında yer alan; tarım terasları ve basamakları ile su kanallarını gezip görmeye devam ettik.
Tam tepede yer alan Güneş Tapınağı ise üçüncü gördüğümüz yer. Güneş tapınağı ve tarım terasları ile su kanalları Machu Picchu’ya benzediği söylenebilir. Bölgedeki birçok köy ve kasabadan gelen yerlilerin alışverişlerini yaptığı, Pisac pazarı, gezip gördüğümüz dördüncü nokta. Söz konusu Pazar, Dünyanın en renkli yerel pazarlarından biri olduğu söyleniyor. Bu pazarda, And Dağları yerlileri, çoğunlukla takas usulü ile alış veriş yapıyor.
Pisac bölgesindeki bu gezimizin ardından, kutsal vadideki yolculuğumuza; Machu Picchu istikametinde devam ettik. Yol üzerinde yerel bir restorantta yemek ve dinlenme molası verdik. Moladan sonra vadinin keyfini çıkararak bir sonraki gezi noktamız olan Ollantaytambo’ya doğru yolumuza devam ettik.
6. Ollantaytambo
Akşam hava kararmak üzereyken Ollantaytambo’ya ulaştık. Toplamı 50 tonu geçen 6 monolitten oluşan Ollantaytambo Kalesini ve Güneş Tapınağını vakit geç olduğu için gezemedik. Karşıdan bakmakla yetindik. Kalenin eteklerindeki tarım teraslarını gezip görmemize görevliler izin verdi ancak kalenin tepesine çıkmamıza müsaade etmediler.
Ollantaytambo, Cuzco şehrinin 60 km kadar kuzeybatısında yer alıyor ve denizden yüksekliği 2792 metredir. Ollantaytambo şehri, İnka lideri Manco Inca’nın İspanyoları bir savaşta yendiği yerde olan İnka kalıntıları ile de ünlüdür.
Akşam yemeğimizi Ollantaytomba’da yerel bir restoranda yedik. Yemeğin ardından saat:20.30’da Ollanto Tren istasyonundaki işlemlerimize müteakip saat:21.00’deki Perurail özel gezi treni Vistadome ile Aguas Calientes’e hareket ettik. 1.5 Saatlik tren yolculuğunun ardından, Machu Picchu’nun eteklerinde yer alan Aguas Calientes’e ulaştık. Yarın sabah erkenden Machu Picchu’ya çıkmak için konaklayacağımız Hostal Sun Place İnn’e yerleşerek, Aguas Calientes’te erkenden uykuya çekildik. Çünkü yarın gezimizin final günü.
7. Aguas Calientes
Üç tane derin vadinin birleştiği üçgen bölgede yer alan doğa harikası küçük bir yerleşim yeri. Machu Picchu’yu ziyaret etmeye gelenlerin kısa süreliğine konakladığı ya da günübirlik gelenlerin ise Machu Picchu’ya çıkışının ilk adımını oluşturduğu bir belde. Üç tarafı yüksek dağ silsilesiyle çevrili.
Peru gezimizin dördüncü, Güney Amerika gezimizin 22’inci günü olan 20 Eylül 2016 Salı günü erkenden uyandık. Bugün, tüm Güney Amerika gezimizin en büyük günüydü. Bu bölüm gezimizin en önemli ve de en heyecanlı bölümüydü. Otelimizdeki kahvaltının ardından, Machupicchu’ye çıkan ilk otobüs(saat:05.30) ile yüzyıllarca gizli kalan ve 1911 yılında Hiram Bingham tarafından keşfedilen, UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan Machu Picchu’ya hareket ettik. Yirmi dakikalık dolambaçlı bir otobüs yolculuğumuzu müteakip saat: 07.00’de, lokasyonun eşsizliği ve dahice mimarisi ile dünyanın en büyük tarihi eserlerinden olan Machu Picchu’ya vardık.
8. Machu Picchu
Machu Picchu, bugüne kadar çok iyi korunarak gelmiş olan bir İnka antik şehridir. 7 Temmuz 2007 tarihinde, Dünyanın yeni yedi harikası’ndan biri olarak seçilmiştir. Maçu Piççu veya Maçu Piçu diye okunuyor.
Machu Picchu, And Dağları’nın bir dağının zirvesinde, 2. 360 m yükseklikte, Urubamba vadisi üzerinde kurulmuş. Peru’nun Cusco şehrine 88 km mesafededir. Şehir, İnka’lı bir hükümran olan Pachacutec Yupanqui tarafında 1450 yılları civarında inşa ettirilmiştir. İspanyol istilacılar 1532 yılında buraları feth ederken sık dağlar arasında kalmış olan bu şehir, istilacılar tarafından fark edilmemiş ve bu sayede zarar görmemiştir. Machu Picchu 200 den fazla, merdiven sistemiyle birbirne bağlı olan taş yapıdan oluşmuş. Şehrin 3000 basamağı bugün hala gayet iyi durumda.
Machu Picchu ve Huaynapicchu gezimizi keyifle yaptık. Bol bol fotoğraf çektik. Dünyanın en büyük tarihi eserlerinden olan Machu Picchu turumuzun ardından küçük otobüsler ile tekrar Aguas Calientes tren istasyonuna transfer olduk ve saat: 13.07’de Perurail ile Ollanta’ya hareket ettik. 1,5 saatlik özel gezi treni ile yaptığımız keyifli ve bol manzaralı bir tren yolculuğunun ardından Ollantaytambo’dan Minübüsle Cuzco’ya hareket ettik. Cusco’ya ulaşmaya müteakip Cusco’daki otelimize yerleştik. Cusco’daki gezilmemiş yerleri gezdik ve tekrar görmek istediğimiz yerleri gördük. Cusco’nun o büyüleyici gecesini tekrar yaşadık.
Ertesi günü Peru gezimizin beşinci, Güney Amerika gezimizin 23’üncü günü olan 21 Eylül 2016 Çarşamba günüydü. O gün, Cusco’dan Puerto Maldonado yolculuğumuza başladık. Kahvaltının ardından, saat: 09.55’te Star Peru Havayolları’na ait uçak ile Cusco Havaalanı’ndan Puerto Maldonado Havaalanı’na uçtuk.
9. Puerto Maldonado
Varışa müteakip havalimanında otelimiz tarafından karşılandık ve küçük bir nehir limanı olan Capitania’ya transfer olduk. Buradan, motorlu tekneler ile yola çıktık ve Madre de Dios Nehri’nde yolculuğumuza başladık. Yolculuk devam ettikçe, capibaralar, kaymanlar, kaplumbağalar, balıkçıllar, karabataklar ve daha pek çok hayvan türünü gözlemleme şansı bulduk. Yolculuğun sonunda, lodgelarımıza varıp girişimizi yaptık. Öğle yemeğimizi de burada aldıktan sonra, orman içinde çeşitli etkinlikler yaptık. Gece de nehir de bir tekne turuna katıldık.
Peru’da ki altıncı, Güney Amerika’ki 24’üncü gün olan, 22 Eylül 2016 Perşembe günü, Amazon Ormanları’nın içinde kuş sesleriyle uyandık. Lodgede’ki kahvaltının ardından, Amazonların derinliklerine doğru gerçekleştirdiğimiz geziye başladık. Amazon ekosisteminde yer alan birçok ağaç ve bitki türü ile canlıları doğal ortamlarında gözlemleme şansı bulduk. Cocha Caiman isimli küçük göle giderek, burada siyah kayman ve beyaz kaymanların birçok örneğini görebildik. Aynı zamanda, gölde bir kano turu da gerçekleştirdik. Ardından lodgeumuza dönerek öğle yemeğimizi yedik.
Öğlen sonrası da Nehir içinde oluşmuş alan küçük adacıktaki maymunları gözlemledik.
Peru’daki gezimizin yedinci, Güney Amerika gezimizin 25’inci günü olan 23 Eylül 2016 Cuma günü Puerto Maldonado’dan Lima’ya gitmek üzere Lodgede’ki kahvaltının ardından havalimanına transfer olduk ve saat: 12.15’te Star Peru Havayolları’na ait uçak ile Puerto Maldonado Havaalanı’ndan Lima Havaalanı’na uçuşumuzu gerçekleştirdik.
10. Lima
Otelimize yerleşmeye müteakip Lima’da gezip görülecek yerler için şehir turumuza yürüyerek başladık. Moseo Larco, Magic Water Circuit, Miraflores, Parque Reserva, Plaza de Armas, Shopping Center Larcomar, Barranco gezip gördüğümüz yerler arasında.
B. İkinci Bölüm: Gezemediğimiz, Peru’da Gezip Görülecek Diğer Yerler
Bu bölüm, geziye çıkmadan önce yapmış olduğumuz çalışmalardan ve gezi esnasında edindiğimiz bilgiler doğrultusunda öğrendiğimiz, ancak zamanımızın kısıtlı olması nedeniyle bizim gidemediğimiz, Peru’da gezilip görülmesi gereken diğer yerleri kapsamaktadır. Söz konusu yerler, maddeler halinde aşağıda belirtilmiştir.
1. Nasca Çizgileri
Nasca Lima’ya 440 km. mesafede. 30 değişik türden şekiller çizilmiş. Bu şekiller; örümcek, pelikan, maymun, kondor, kertenkele, balıkçıl, sinekkuşu gibi şekilleri içeriyor. Konik biçiminde pişirilmiş tuğlalardan yapılmış. Her bir şeklin, uzunluğu 90 metre ile 285 metre arasında değişiyormuş. Bu şekillerin tamamı 500 kilometre karelik bir alanın içinde ve Pampa de Ingenio Çölünde. Şekiller karadan bakıldığında herhangi bir anlam vermiyor. Ancak havadan bakıldığında farkedilebiliyor. Bunun için özel uçaklar var. Bu uçaklarla gökyüzünden bakıldığında bir anlmı var. Uçaklarda çok ilkelmiş
2. Arequıpa
Lima’dan bir saat yirmi dakikalık bir uçuşla gidiliyor. Beyaz şehir olarak da bilinen Arequipa yılın 300 günü güneşli ve ılık geçiyormuş. Bu özelliğinden dolayı da “Bitmeyen İlkbaharın Şehri” de deniyormuş. Deniz seviyesinden 2.325 metre yükseklikte olan bu şehrin etrafında altı tane sönmüş volkan krateri var. Daha fazla bilgi için, “tıklayınız…”
3. Colca Kanyonu
Dünya’nın en ünlü kanyonlarından biri. Bizim yaptığımız gezi konseptinden farklı bir konseptle gitmek gerekiyor. Çadır, uyku tuluma vb. ekipmanlarımızı da yanımıza almamız gerekir. Machu Picchu’ya dört günlük bir yürüyüşle çıkılan bir tur var. Bununla birleştirilerek ayrı bir gezi olarak yapılabilir.
Türkiye’ye Dönüş
Lima, Peru gezimizin ve Güney Amerika gezimizin son noktasıydı. 24 Eylül 2016 Cumartesi, Otelimizdeki kahvaltının ardından, otel aracılığı ile kiraladığımız bir minibüsle havaalanına transfer olduk. Pasaport kontrollerinin ardından, Türkiye’ye dönmek üzere, TAM/Linhas Havayollarının uçağı ile saat: 12.25’de Lima’dan Sao Paulo(BR) Guarulhos International (3) Hava Limanına hareket ettik. Beş saat beş dk. lık yolculuğun ardından 19.30’da Brezilya’nın başkenti Sao Paulo’ya ulaştık. Saat: 19.30’dan 03.25’deki İstanbul uçuşumuza kadar Sao Paulo’da 8 saatlik bir zamanımız vardı ve Sao Paulo’yu gezmeyi planlamıştık. Havaalanında vakit geçirmek daha cazip geldi.
Güney Amerika Gezimizin 27’inci gününde 25 Eylül 2016 Pazar günü, Pasaport kontrollerinin ardından THY ile saat: 03.25’de Sao Paulo Guarulhos International (3) Hava Limanı’ndan İstanbul’a hareket ettik. 12 saat 45 dk. lık bir yolculuğun ardından yerel saat ile 22.10’da Atatürk Havalimanı’na ulaştık.