Romantik Yol Gezilecek Yerler
Romantik Yol Gezilecek Yerler başlıklı bu yazı, bu rota hakkında çok kısa bilgiler ile Romantik Yol Gezilecek Yerler hakkında özet bilgileri içermektedir.
Romantik Yol, Almanya‘nın Berlin gibi, Munich’gibi, Frankfurt ve Stuttgart gibi çok önemli bir turistik destinasyonudur. Doğa ve kültürün birleştiği bu yol, yaklaşık 450 kilometreyi aşkın bir güzergahtan oluşuyor. Bu rotayı toplam, 28 şehir, kasaba ve köy oluşturuyor. Birbirine oldukça yakın olan bu yerlerin birbirine yaklaşık mesafeleri beş ila 35 km arasında değişiyor.
Tarihi evlerle dolu bu yerlerin nüfusları da çok kalabalık değil. Çoğunluğunun nüfusu 1000 ila 40 bin arasında değişiyor. Romantik Yol hakkında daha kapsamlı bilgi için tıklayınız…
28 şehir, kasaba ve köyün kuzeyden güneye doğru gezilmesi durumunda izlenecek rota sırasıyla; Würzburg > Tauberbischofsheim > Lauda-Königshofen > Bad Mergentheim > Weikersheim > Röttingen > Creglingen > Rothenburg ob der Tauber > Schillingsfürst > Feuchtwangen > Dinkelsbühl > Wallerstein > Nördlingen > Harburg > Donauwörth > Augsburg > Friedberg > Kaufering > Landsberg am Lech > Hohenfurch > Schongau > Peiting > Rottenbuch > Wildsteig > Steingaden > Halblech > Schwangau > Füssen’dir.
Bu kadar çok bölgenin aynı anda gezilmesi ancak araç kiralayarak mümkün olabilir. Araç kiralayarak yapılacak alternatif bir gezi programı için tıklayınız…
Araç kiralamak bütçe yönünden zorluyorsa, bir taraftan da zaman yönünden problem varsa hepsi yerine bazı yerler ziyaret edilebilir.
Romantik Yol’un tüm ruhunu mantığını kavratacak güzellikte ve dolulukta olan 7-8 nokta var. Bunlar kuzeyden güneye doğru sırasıyla; Würzburg, Rottenburg, Dinkelsbühl, Nördlingen, Ausburg, Landsberg, Swangau ve Füssen’dir.
Bu bölgeyi iyi bilen gezginlerin ve bloggerların tavsiyesi, internette mevcut bilgiler doğrultusunda seçilen bu şehir ve kasabalar hakkında kısa kısa bilgiler aşağıda sunulmuştur.
Würzburg
Kuzeyden Güneye yapılacak gezide Würzburg, Romantik Yol’un başlangıç noktasıdır. II.Dünya Savaşı sürecinde 1945 yılında ağır bombardımana maruz kalmış ve ağır yaralar almış. Zamanla aslına uygun olarak restore edilen şehir, Eski Piskoposluk sarayı olan Rezidenz ile 1981 yılında UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne girmeye hak kazanmış. Würzburg gezilecek yerler ve Würzburg hakkında daha kapsamlı bilgi için tıklayınız…
Romantik Yolun en kuzey noktasındaki şehir olan Würzburg gezildikten sonra güneye doğru yapılacak gezide yolun ikinci durağı Tauberbischofsheim.
Tauberbischofsheim
Tauberbischofsheim, Würzburg’un 38 km güney batısında yer alıyor. Bu küçük orta çağ kasabanın nüfusu 2017 tarihli nüfus sayımına göre 13,205 kişi olduğu söyleniyor. Tauberbischofsheim gezip görüldükten sonra güneye doğru Lauda-Königshofen > Bad Mergentheim > Weikersheim > Röttingen > Creglingen > Rothenburg ob der Tauber rotası ile Romantik Yol gezisine devam edilebilir. Zaman ve ulaşım vasıtalarının durumuna göre bazıları atlanabilir.
Bu kasabaların içinde Bad Mergentheim, spa ve termal suları ile; Weikersheim, Rönesans’a ait sarayı Schloss ile; Creglingen, Dünyada türünün tek örneği olarak adlandırılan Yüksük Müzesi ile, dikkat çekiyor.
Bu yerler birbirine oldukça yakın. Birbirlerine mesafeleri 10 ile 25 km arasında değişiyor. Rothenburg ob der Tauber, söz konusu yerlere göre biraz daha büyükçe bir yerleşim yeri olduğu için burada bir gece konaklanabilir. Rothenburg ob der Tauber aynı zamanda Würsburg gibi Romantik Yol’un önemli yerleşim yerlerinden.
Rothenburg ob der Tauber
Adı, “Tauber Nehri üzerindeki Kırmızı Kale” anlamına gelen bu kasabanın, Orta çağ düzenindeki surları, Rothenburg’un Kalesi, yüksek çatılı rengârenk evleri, pencerelerden sarkan renga renk sardunyaları ile Tauber Nehri boyunca yer alan bahçeleri ve üzüm bağlarıyla dikkat çekiyor. Burada Tauber Vadisi’nde yapılan şarap turları özellikle ön plana çıkıyor.
Tauber Nehri’ne bakan bir plato üzerinde yer alan Rothenburg ob der Tauber iyi korunmuş bir Orta Çağ şehri olduğu söylenebilir. Burası dünyanın her yerinden gelen turistler için bilinen bir yer. Burada gezip görülecek yerlerden birisi olan tarihi surlar 1100’lü yıllarda inşa edilmiş. Bu surlara 1400’lü yıllara kadar eklemeler yapılarak bugünkü konumuna gelmiş.
Romantik Yol’un en çok ziyaretçi alan destinasyonu olan bu şehirde ilk yerleşimin 500’lü yıllarda başladığı düşünülüyor. Rothenburg, Orta Çağ’dan 1803 yılına kadar Özgür imparatorluk şehriymiş. 1803 yılından bu yana ise şehir Almanya’nın Bavyera eyaletinin bir parçası olmuş.
Ünlü Alman manzara ressamı Eugen Bracht, 1877 yılında Rothenburg’u ziyaret etmiş ve sadece iki gün kalmasına rağmen şehirden oldukça etkilenmiş. Yine 1880’lerin Romantizm sanatçıları Carl Spitzweg gibi sanatçılar bu şehre gelerek, buraya turizmi getirmişler ve Rothenburg’un keşfini sağlamışlar.
Rothenburg’a Naziler de özel bir önem vermişler. 1930’lar boyunca Nazi örgütü “KDF”, ülkenin birçok yerinden Rothenburg’a düzenli günlük geziler organize etmişler.
1.Dünya Savaşı’nın son günlerinde, müttefiklere ait 16 uçak tarafından Rothenburg bombalanmış. Ancak Rothenburg’un güzelliklerini bilen ABD Savaş Sekreteri Yardımcısı John J. McCloy, bu şehrin tarihi öneminden dolayı Amerika Birleşik Devletleri Ordusu’dan General Jacob L. Devers’a Rothenburg’u almak için ağır top ateşi kullanmamasını emretmiş.
Ayrıca şehri savunan yerel Alman Binbaşı Thömmes, tüm kasabanın sonuna kadar mücadele etmesi için Adolf Hitler’in verdiği emri göz ardı ederek şehir savunmaktan vazgeçmiş ve böylece topçu ateşinden şehrin tamamen imha edilmesinden kurtarmış.
***
ABD Savaş Sekreteri Yardımcısı John J. McCloy’a savaş esnasındaki tutumundan dolayı savaş sona erdikten sonra 1948 yılında Rothenburg’un koruyucusu unvanı verilmiş.
Savaştan sonra, şehrin sakinleri hızla bombalamadan kaynaklanan hasarları tamir etmiş. Kasabanın yeniden inşası için yerel halk dünyanın her yerinden bağışlar toplamış. Bu toparlanma süreci ile trafiği azaltıcı önlemler ve alınan güvenlik tedbirleri turizmin Rothenburg’da süratle gelişmesini sağlamış. Bu da kentin önemli ölçüde kalkınmasına katkı sağlamış.
Bu küçücük kasaba, yürüyerek sokak sokak gezildiğinde birçok sürprizi de yanında sunuyor. Her sokağı hediyelik eşya ve oyuncakçıların dolu olan bu kasabada bu duruma tezat Orta çağ Suç ve Ceza Müzesi de var. Bu müze yüreği kaldıranlara suçlulara nasıl işkenceler yapıldığını sergiliyor.
Tarihi Pazar meydanı günümüzde ise kent meydanı olan Marktplatz’un hemen yanı başında Rathaus(Tarihi Belediye Binası) bulunuyor. Bu tarihi yapı oldukça büyük bir bina. Dünyanın en büyük Noel Müzesi de bu meydanın hemen kenarında bulunuyor. Müzenin hemen yanında ise Kathewohlfart Noel Dükkânı yer alıyor. Buradaki renk renk eşyalar, camdan ve porselenden ya da tahtadan yapılmış süsler ile oyuncaklar adeta göz kamaştırıyor.
Ayrıca bu kentin, başka bir yerde bulunamayacak olan Schneeballen (Kar Topu) denilen bir tatlısı var. Şerit halinde kesilen hamurları, yumak yapar gibi birbirlerine gevşekçe dolayıp, çift kepçe benzeri bir aparat içerisinde kızartılarak yapılıyor.
Orijinalinde üzerine pudra şekeri dökerek yenilen bu tatlı, son yıllarda çeşitli çikolata ya da meyveli soslara bulayarak da satıldığı söyleniyor. Damak zevki kişiden kişiye değişmekle birlikte miniklerinden denenebilir.
Bu küçücük kasabada bir Türk aile tarafından işletilen küçük bir otel, başka bir Türk aile tarafından işletilen Takı gümüş mağazası var.
**
Rothenburg ob der Tauber gibi, Würsburg gibi Romantik Yol’un bir diğer önemli kenti, Dinkelsbühl. Rothenburg ob der Tauber’in güneydoğusunda yer alan Dinkelsbühl’e giderken yol üzerinde yer alan bir başka Romantik Yol kasabaları Schillingsfürst ve Feuchtwangen de görülebilir.
Rothenburg ob der Tauber’un 16 km güneyinde yer alan Schillingsfürst, Schillingsfürst’ün 17 km güneyindeki Feuchtwangen’den sonra Feuchtwange’nin 13 km güneydeki Romantik Yol’un tarihi kasabalarından olan Dinkelsbühl’ e ulaşılıyor.
Dinkelsbühl
Dinkelsbühl, Romantik Yol’un kuzey kesiminde ve Rothenburg’un 45 kilometre güneyinde yer alıyor. Bu eski orta çağ kasabası, Rothenburg ob der Tauber ve Nördlingen ile rotanın kuzey kesiminin çarpıcı üç tarihi şehrinden birisidir.
Kuruluşu sekizinci yüzyıla kadar uzanan Dinkelsbülh, Kutsal Roma İmparatorluğu’nun eski bir özgür imparatorluk şehri olduğu söyleniyor. Adını özellikle dokumacılık konusunda duyurmuş ve bu sayede de günümüzde romantik yol olarak bilinene ticaret yoluna eklenmiştir. 2013 yılındaki sayıma göre nüfusu 11,315 olduğu ifade ediliyor.
Hem Romantik Yol’un hem de Almanya’nın en iyi korunmuş bu Orta çağ kasabası, Wörnitz Nehri üzerinde yer almaktadır. Wörnitz nehrinin hemen kenarından başlayan sur duvarları ve üzeri armalarla süslü sur kapıları buranın karakteristik özelliğini oluşturuyor.
Dinkelsbühl Gezilecek Yerler
Şehrin 14 kuleli surları üzerinde yürünebilir, isimleri Rothenburter Tor, Segringer Tor, Wörnitz Tor ve Nördlinger Tor olan kapıları görebilir. Sur sisteminin içinde yer alan Bauerlinsturm ve Faulturm kulelerine çıkarak panoramik manzara görüntülenebilir.
Allstadt(Eski Şehir)in tam kalbinde bulunan St. George Kilisesi, Güney Almanya’nın en güzel kilisesi olarak tanımlanıyor. Dışında Gotik ve Romanesk mimarinin buluştuğu yapının içi de dışı kadar güzel. Burada bazen bir org dinletisine denk gelmek mümkün.
Yine Eski Şehir içerisine yer alam Rathaus(belediye binası), bu binanın çevresinde yer alan ahşap yüksek çatılı evleri, ahşap pencereli ve çiçekli Tüccar Evleri de görmeye değer. Haftanın bazı günleri Allstadt’a kurulan Pazara denk gelindiğinde yöresel meyve ve sebzeleri görmek, hatta onları tatmak geziye ayrı bir katkı sağlayacaktır.
Nördlinger Strasse’de bulunan 3D Müzesi ve Bauhofstrasse’deki Kinderzeche Dinkelsbühl de bu küçük kasabada gezip görülecek yerler arasında. Bu kasaba küçük olmasına karşın, nefis ekmekler yapan fırınlar da mevcut. Küçük kafelerde Bavyera mutfağı kadar dünyanın başka mutfaklarından da örnekler bulmak mümkün.
***
Dinkelsbühl gezisinden sonra Romantik Yol’un bir başka önemli tarihi şehirlerinden birisi olan Nördlingen gezisi ile Romantik Yol keşfine devam edilebilir. Dinkelsbühl’ün güneydoğusunda yer alan Nördlingen giderken yol üzerinde yer alan bir başka Romantik Yol kasabası Wallerstein de gezip görülebilir. Wallerstein, Nördlingen’e 6 km mesafede yer alıyor.
Nördlingen
Dinkelsbühl’ün 34 km güneydoğusunda yer alan Nördlingen, 25 kilometre çaplı büyük bir meteor çukurunun içerisine kurulmuş. Şehirdeki tüm çatıların turuncu olması nedeniyle meteor çukurunun içerisindeki Nördlingen’i yukarıdan izlemek ayrı bir deneyim olabilir.
Söz konusu çukuru, 14 milyon yıl kadar önce dünyamıza çarpan bir meteor oluşturmuş. Şehirde meteorun hikayesini anlatan bir de müze var. Gezip görülecek yerler arsında olan Ries Krater Museum’deki bilgilere göre, bu meteor Dünyaya çarptığında 1000 metre kadar derine inmiş.
250.000 Hiroşima gücündeki bu çarpma sonucu 70 ile 75 bin arası elmas parçacığı ortaya çıkmış. 2015 tarihi itibarı ile 19,841 nüfusa sahip Nördlingen, çarpma sonucu çıkan elmas parçalarını içinde taşıyan kayalardan kırılan taşlarla yapılmış.
***
Nördlingen, tarihi sürecinde Almanya’nın en büyük ticaret kentlerinden biri olduğu kabul ediliyor. 1215 tarihinde İmparator II. Frederick tarafından özgür imparatorluk şehri olarak ilan edilmiş. Otuz Yıl Savaşı sırasında şehir, 1634 ve 1645 yıllarında olmak üzere iki önemli muharebe görmüş. Bu savaşlardan sonra ticaret kenti ünvanını yitirmeye başlamış.
Ries Krater Müzesi’ne ilave olarak Eski Şehri, Şehir Katedrali St. George kilisesi ve iyi bir panoramik manzara sunan bu kilisenin Daniel Kulesi, Eski lokomotif kulübelerinin sergilendiği Tren Müzesi, tarihi surları başlıca gezip görülecek yerler arasında bulunuyor.
Bu yerler, daha önceki Romantik Yol şehirlerinde olduğu gibi, Ortaçağ’dan kalma surlarla çevrili Allstadt(Eski Şehir) bölgesinde yer alıyor. Şehrin merkezini de oluşturan Allstadt’ın dışında kalan diğer noktalar turist çekmediği için, buralarda günlük hayat olağan akışıyla devam ediyor.
Dinkelsbülh’de olduğu gibi Nördlingen’in tarihi surlarında da tarihi değeri olan görülmeye değer meşhur kapıları var. Bunlar Baldinger Tor, Berger Tor, Deininger Tor, Löpsinger tor ve Reimlinger Tor olmak üzere toplam 5 kapı.
Yuvarlak yerleşim planlı bu şehrin düzenli oluşu, çok fazla turistik olmayışı ve güzel restoranlarıyla ön plana çıkıyor. Özel araçsız seyahat ediliyorsa Dinkelsbühl’ten buraya otobüsle ulaşmak daha mantıklı. Tren için 2 aktarma yapmak gerekiyor.
**
Würsburg gibi, Rothenburg gibi, Dinkelsbühl ve Nördlingen gibi Romantik Yol’un bir diğer önemli kenti, Augsburg. Nördlingen’in güneydoğusunda yer alan Augsburg’a giderken yol üzerinde yer alan bir başka Romantik Yol kasabaları olan Harburg ve Donauwörth de gezip görülebilir. Harburg, Orta çağ motifleri ile bezenmiş Kalesiyle; Donauwörth ise tarihi ile ön plana çıkıyor.
Augsburg
Nördlingen’in 75 km güneydoğusunda yer alan Augsburg, Bavyera eyaletinin güney-batısında bulunuyor. Bu şehir, Almanya’nın en eski şehirlerinden biri olma özelliğine sahip. Ayrıca Münih ve Nürnberg’den sonra Bavyera eyaletinin en kalabalık 3’üncü şehri olma özelliği de var.
2012 yılı nüfus sayımına göre nüfusu 272.699 olan bu Romantik Yol şehri, ismini Roma imparatoru Augustus’tan almaktadır. Augustus, MÖ 15 yılında burayı bir askeri üs kurmuş ve burayı uzun yıllar askeri üs bölgesi olarak kullanmış.
Augsburg, bu tarihsel stratejik konumunu hep devam ettirmiş. Hatta II. Dünya Savaşı’nın sonuna kadar Almanya’nın 40. Piyade Alayı burada kalmış. Bu tarihi şehir 1945 yılında Amerika Birleşik Devletleri Ordusunun ağır bombardımanı ile büyük hasar görmüş ve savaş sonunda ABD’ye teslim olmuş.
Bir zamanlar Avrupa’nın finans merkezi de olan şehir, Rönesans döneminde mimarlık, resim ve müzik için de önemli bir noktaymış.
Augsburg Gezilecek Yerler
Rathaus(Belediye Binası), saat kulesi, Augsburger Dom, Dom St. Maria, Basilika Sankt Ulrich und Afra, Maximillian Museum, yan yana bulunan Augsburg Botanik Bahçesi ve Hayvanat Bahçesi, Augsburg Demiryolu Parkı gezip görülmesi gereken başlıca yerler. Şehirde yaygın bir tramvay ağı bulunuyor, bu da gezme işini kolaylaştırabilir.
Şehrin Belediye Binası Rathaus, Alplerin kuzeyinde kalan en önemli Rönesans yapılarından biri olarak gösteriliyor. Belediye Binası’nın karşısında kalan, meydanı çevreleyen binalarda ise çeşitli markalara ait mağazalar, Bavyera ya da dünya mutfağından çeşitler sunan lokanta ve kafeler bulunuyor.
Belediye Binası Rathaus’ının hemen yanında bulunan saat kulesi her on beş dakikada bir çalmasıyla dikkatleri üzerine çekiyor. Çeyrek geçelerde 1, yarımlarda 2, kırkbeş geçelerde 3, saat başlarında 4 kez çalarak şehir sakinlerine zamanı hatırlatıyor.
Augsburg’un bir diğer ilginç yanı ise, tarihin en eski sosyal konutlarının burada yapılmış olması. 1521 yılında şehrin zengin ve yardımsever (aynı zamanda da sanatsever) ailesi Fugger Ailesi tarafından yaptırılan Fuggerei, 67 ev 147 daire, kilise, çeşme ve bunları çevreleyen duvarlar ile bahçeden oluşan bir kompleks.
Aileler rencide olmasın diye alınan kira ilk günden beri yıllık 1 Guldenmiş. Bu bugünün değeri ile 0,88€ denk geldiği söyleniyor. Bu sosyal konutlar, 2€ karşılığında gezilebiliyor.
Aynı zamanda Mozart’ın babası ünlü kompozitör Leopold Mozart’ın doğduğu şehir olan Augsburg’da, aileye ait ve bugün müze olarak hizmet veren Mozarthaus bulunuyor. Ressam Holbein ve Bertold Brecht de burada doğmuş. Katoliklerle Protestanların amansız mücadelesi 30 yıl savaşları da bu şehirde etkili olarak yaşanmış.
***
Kuzey güney istikametindeki Romantik Yol gezisinin bir diğer önemli kasabası Augsburg’un güneydoğusunda yer alan Landsberg am Lech. Augsburg’dan Landsberg am Lech istikametinde giderken yol üzerinde yer alan bir başka Romantik Yol kasabaları olan Friedberg ve Kauferingde gezip görülebilir.
Landsberg am Lech
Augsburg’un araçla 42 km güneyinde ve Münih’in ise 55 kilometre batısında yer alan Landsberg am Lech, Almanya’nın Bavyera eyaletinde bulunuyor. Adındaki “am Lech” eki şehrin içinden geçen Lech ırmağından geliyor. Almanya’daki en güneşli şehirlerden biri olduğu söylenen bu kentin iç kısmı oldukça iyi korunmuş ve görülmeye değer.
Landsberg am Lech, şehri ikiye bölen Lech nehrinin eşsiz manzarası ile dikkat çekiyor. Yapılan kazılar, ilk yerleşimlerin bronz çağında olduğunu belirlense de, şehir önemini Tuz Yolu’nun bir parçası olduğunda kazanmış.
Hauptplatz’da( Şehir Meydanı) bulunan Belediye Binası Rathaus, Rathaus’un hemen yanında Meryem Ana çeşmesi Marienbrunnen; eski şehrin 4 ana giriş kapısını teşkil eden Farbertor, Backertor, Sandauertor ve Bayertor başlıca gezip görülecek tarihi yapılar.
Ressam Herkomer için ev ve atölye olarak inşa edilmiş olan Mutterturm da Landsberg am Lech’de gezilip görülecek önemli tarihi yapılardan bir diğeri. Burası günümüzde bu ressamın eserlerinin sergilendiği bir müzeye dönüştürülmüş. Söz konusu müze Lech Irmağı kıyısında ve sanki şehrin bir dekoruymuş gibi duruyor.
Lech Irmağı kenarına kurulu olan bu kasabada, insan eliyle basamaklı olarak yapılmış bir de minik bir şelale var. Şelale bu kente ayrı bir karakteristik özellik katıyor. Ayrıca Lech Irmağı kıyısında bulunan kafeler de kent sakinlerinin ve kent ziyaretçilerinin hoşça vakit geçirmesine katkı sağlıyor.
**
Güney istikametinde yapılacak olan Romantik Yol gezisinin bitiş noktası, Landsberg am Lech’in 78 km güneyinde yer alan, Füssen. Füssen’e varmadan önce Füssen’ne sadece 4 km mesafede yer alan bir diğer önemli Romantik Yol kasabası, Schwangau.
Landsberg am Lech ile Schwangau yolu üzerinde de Romantik Yol köy ve kasabaları var. Bunlar kuzeyden güneye sırasıyla; Hohenfurch, Schongau, Peiting, Rottenbuch, Wildsteig, Steingaden, Halblech gibi küçük köy ve kasabalar. Bu yerlerin birbirlerine olan mesafeleri 5 ila 10 km arasında değişiyor. Araç ile yapılan bir gezide zaman yoksa bunların bazıları araçtan hiç inmeden araç içinden görülebilir.
Schwangau
Schwangau, Romantik Yol’un en güney noktasını oluşturan Füssen’den bir önceki kasabadır. Füssen’in sadece 4 km kuzeyinde yer almaktadır. İki meşhur şatosundan başka bir özelliği olmayan bu küçük kasaba, bu şatolarla her yıl milyonlarca turisti kendine çektiği söyleniyor. Yine ev sahipliği yaptığı bu şatolar sayesinde adının pek çok seyahat rehberinde anılmasını sağlıyor.
Neuschwanstein Şatosu ve Hohenschwangau Şatosu isimli bu iki şatodan Neuschwanstein Şatosu diğerine göre daha ön plana çıktığı söyleniyor.
Neuschwanstein Şatosu
Aslında bu şato, 1800’lü yıllardan kalma tarihi bir saraydır. Avusturya sınırına yakın Alp Dağları’nın eteklerindeki engebeli bir tepede yer almaktadır. Alpsee ve Schwansee göllerinin hemen doğusundaki bu şato, Almanca: Schloss Neuschwanstein veya Neuschwanstein Kalesi olarak da anılmaktadır. Burası aynı zamanda Almanya’nın en güneyini de oluşturmaktadır.
O dönemde Bavyera hükümdarlarının ana ikametgâhı olan Münih Residansı, dünyanın en kapsamlı saray komplekslerinden birisiymiş. 18 yaşında tahta çıktığı söylenen Bavyera Kralı II. Ludwig, Münih’te maruz kaldığı kısıtlamalardan kaçma ihtiyacı hissetmiş.
Bu maksatla Alplerin uzak kuzey kenarına Neuschwanstein Sarayı’nı bir inziva yeri olarak inşa etmeye karar vermiş. Kral burayı aynı zamanda büyük hayranlık duyduğu besteci Richard Wagner’in onuruna da yaptırdığı ifade ediliyor.
Ludwig, sarayın masraflarını Bavyera kamu fonları yerine kişisel servetinden ve geniş çaplı borçlanma yoluyla karşılamayı tercih etmiş. Kral için özel bir konut olarak hizmet vermesi planlanan kalenin inşaatına 1869 yılında başlamış.
Ancak noksan finansal planlama nedeniyle yapım sürecinde maliyet hesabının üzerinde işler çıkmış. Bu nedenle inşaat bir türlü tamamlanamamış. Bunun üzerine Kral inşaat tamamlanmadan burada yaşamaya başlamış. Kral II. Ludwig çok istediği bu sarayda ancak 3 hafta yaşayabilmiş ve 1886 yılında ölmüş.
Kralın ölümünden sonra sarayın inşaat masrafını çıkartabilmek için saray halkın ziyaretine açılmış. Halkın ziyaretine açılmasından sonra da inşat tamamlanmış. Çünkü saray, çok kısa sürede altın yumurtlayan tavuk haline gelmiş.
O zamandan günümüze kadar 61 milyondan fazla insanın Neuschwanstein Şatosu’nu ziyaret ettiği söyleniyor. Yaz aylarında günde 6.000 kişi olmak üzere yılda 1,3 milyondan fazla kişinin de halen sarayı ziyaret ettiği ifade ediliyor.
Günümüzde, II. Ludwig’in yatak odası, banyosu, çalışma odasının da aralarında bulunduğu kısıtlı mekânlar ancak rehber eşliğinde gezilebiliyor. Kralın çok sevgili dostu Wagner’in operalarından ilham alan “Şarkıcılar Salonu” ise şatodaki gezinin ballı kaymağı olduğu ifade ediliyor. Giriş 13€ ancak sitesinden teyit etmekte fayda var.
Schwangau kasabasındaki bir diğer meşhur şato ise Hohenschwangau Şatosu,
Hohenschwangau Şatosu
Hohenschwangau Şatosu, Neuschwanstein Şatosu’nu biraz gölgesinde kalığı söyleniyor. Her iki şato da birbirine oldukça yakın. Dolambaçlı yollardan yürüyerek birbirlerine 1500 metre yürüyüş mesafesinde bulunuyorlar.
Bu şato başlangıçta tam manasıyla bir harabeymiş. Sonra Prens II. Maximilian tarafından satın alınmış. II. Maximilian şatoyu gotik üslupta yeniden yapmış. Zamanla bu şato II. Maximilian ve Ailesinin en sevdiği yer olmuş.
Şato, Orta çağ’ın kahramanlık hikayeleri ve özellikle de Lohengrin’in resimleri ile süslenmiş. Hohenschwangau Şatosu ziyarete açık olan Kahramanlar Salonu, Şövalyeler Salonu ve Kraliçenin Odası ile ön plana çıktığı söyleniyor. Yalnızca rehberli turla gezilebilen şatonun tek giriş ücreti 12€. Ziyaretten önce burası için de resmi sitesine bir göz atmakta fayda var.
Schwangau kasabasında bu iki şato haricinde bir de Bavyera Krallar Müzesi’nin bulunuyor. Kasabada bu üç yer için 31,5€’ya kombine bilet satıldığı söyleniyor. Yine değişiklikler için resmi internet sitelerine bakmakta fayda var. Kompleksin içerisinde, Alp Gölü kıyısında hoşça vakit geçirilecek kafeler ve hediyelik eşya dükkânları da mevcut. Zaman ve finans durumuna göre bu turistik yerlerde Alp Dağları ve göl manzaralı bir gün geçirilebilir.
Füssen
Kuzeyden güneye yapılacak Romantik Yol gezisinde son nokta Füssen. Aksi istikamette yapılacak gezide ise Füssen Romantik Yol’un başlangıç noktası. Burası küçük bir kasaba. 2007 nüfus sayımına göre nüfusunun 14.000 olduğu söyleniyor.
Şehrin tarihi Romalılara kadar dayanır. O zamanlar burası, Kuzey İtalya’yla Augsburg şehri arasında önemli bir bağlantı olan Via Claudia Augusta yolu kenarındaymış. İ.S. 748’de bugünkü İsviçre’de bulunan St. Gallen’den gelen Aziz Magnus, burada bir kulübe kurmuş. Sonradan yanına yerleşen diğer azizlerle İ.S. 900’lü yıllarda tarikat haline gelmişler. Daha sonra burada Benediktin papaz tarikatı üyeleri tarafından Sankt Mang Manastırı kurulmuş. Zamanla da burası bir yerleşim yerine dönmüş.
Burada, sokaklar diğer Romantik Yol yerleşim yerlerine göre daha dar. Şehrin çevresi de tamamen dağlık. Bu nedenlerle sokaklarda sanki diğer yerlere göre daha fazla insan varmış gibi görülüyor.
Linderhoff Sarayı, Etel Manastırı, St. Mang’ Abbey, Heilig Geist Spitalkirche ve Hohes Kalesi Füssen’de gezip görülebilecek başlıca yerler arasında. Ayrıca hoşça vakit geçirilebilecek çokça eğlenceli kafeler de mevcut. Lech Irmağı’nın kenarında bulunan Hohes Kalesi’nden aşağı doğru ağaçların arasından inerek ırmak kenarında yürüyüş yapılabilir.