Minsk Gezilecek Yerler
Minsk Gezilecek Yerler başlıklı bu yazı, Minsk hakkında genel bilgiler ile Minsk Gezilecek Yerler hakkında kısa ve özet bilgileri içermektedir.
Minsk Hakkında Genel Bilgiler
Birçok toplumun üzerinde yaşadığı bu tarihi kentte, çok fazla savaş ve yıkım olmuş. Özellikle İkinci Dünya Savaşından Minsk bir hayli harap olmuş. Pek çok tarihi bina yok olmuş. Bugün gördüğümüz yapıların birçoğu 1950’lerde inşa edilmiş binalar.
İkinci Dünya Savaşından sonra Beyaz Rusyalılar “madem şehrimiz yok oldu o zaman şehrimizi yeni baştan inşa ederiz” demişler. Bu nedenle geniş bulvarlar, geniş kaldırımlar deyim yerindeyse tıkır tıkır saat gibi işleyen bir şehir kurmuşlar. Araba var ama trafik sıkışıklığı yok, insan var ama kargaşa yok.
Sanat tarihine oldukça önem veren Minsk şehri, birçok önemli mimari yapıya sahip. Opera, tiyatro ve bale şehirde oldukça popüler olduğu söyleniyor. Belarus Sanat Galerisi, Büyük Opera ve Bale Tiyatrosu, Belarus Filarmoni Salonu; Minsk’de bu alanda hizmet veren mekanlardan.
Minsk Nerede
Minsk, Belarus’un merkezinde Svislach ve Niamiha nehirlerinin ise kıyısında yer almaktadır. Polonya’nın kuzeydoğusunda ve Litvanya sınırına da 150 km mesafededir.
Minsk Tarihi
Yüzlerce yıllık geçmişe sahip tarihi bir kent. Kuruluşu 1101 yılına dayanıyor. Tarihi süreçte geçmişten günümüze kadar birçok medeniyete ev sahipliği yapmış. Dolayısıyla çok kültürlü bir şehir aynı zamanda.
Bu tarihi kent, 1300’lü yıllarda Litvanya, daha sonra Polonya ve 1793’te Rusya tarafından işgal edilmiş. Bu işgallerden olsa gerek mimari yönden Litvanya’nın Vilnius ve Kaunas kentleri ile Polonya’nın Torun, Varşova, Krakow ve Wroclav kentlerine epey benzerliği var. Ayrıca şehir, tarihi boyunca birçok felaketle de yüzleşmiş.
Minsk, 1919 yılında Belarus’un başkenti olarak kabul edilmiş. İkinci Dünya Savaşı sırasında ise neredeyse yok olma aşamasına gelmiş. 1900’lü yılların ortasından sonuna doğru hızlıca toparlanarak sanayi ve mimari alanda hızlıca gelişmiş. O yıllarda 500 bin olan şehir nüfusu kısa sürede 2 milyona ulaşmış.
Sovyetlerin dağılmasıyla birlikte 1991 yılında Belarus bağımsızlığını ilan etmiş ve Minsk’de başkent olarak kalmış. Aynı zamanda bu süreçle bağımsız Devletler Topluluğu’nun idari merkezi olmuş.
Minsk Gezilecek Yerler
Independence Square (Özgürlük Meydanı), Church of Saints Simon and Helena (Aziz Simon ve Helana Kilisesi), Holy Spirit Cathedral (Kutsal Ruh Katedrali), 18.yy ve 20.yy’ın mimarı anıtları olan Belediye binası, Minsk Gezilecek Yerler Listesinin başında yer alıyor.
Janki Kupala Parkı ve Gorky Parkı, Minsk Zafer Meydanı (Victory Square), Trinity bölgesinin varoş sokakları, İaland of Tears (Gözyaşı Adası), Opera ve Tiyatro Binası, Belarus Ulusal Kütüphanesi, Savaş Tarihi Müzesi Minsk Gezilecek Yerler Listesindeki diğer yerler.
Independence Squara (Bağımsızlık Meydanı)
Bağımsızlık Meydanı, Minsk’in en önemli meydanlarından birisi olduğu söyleniyor. Minsk’i gezmeye buradan başlanabilir. Burası, Independence Square diye de biliniyor. Avrupa’nın da en büyük meydanlarından olduğu ifade ediliyor.
Bağımsızlık meydanın pek çok kez adı değişmiş ve son 40-50 yılda oldukça genişletilmiş. Bu meydana önceden Lenin meydanı da deniyormuş. Meydanın altında bir de alışveriş merkezi yer alıyor. Ayrıca hükümet binası da mevcut.
Meydanın tam ortasında Lenin heykeli bulunuyor. Heykelin gözlerden kaçmayan bir özelliği var. Lenin Heykelinin duruş seklinden dolayı bu heykel, ”Lenin on scooter – Scooter’a Binen Lenin“ olarak adlandırılıyor. Heykelin sağ yanından bakılınca bu özellik gözüküyor. Meydanın hemen yanında ise Aziz Simon ve Helene Kilisesi bulunuyor.
Church of Saints Simon and Helena (Aziz Simon ve Helana Kilisesi)
Kırmızı kilise olarak da bilinen bu kilise, Bağımsızlık Meydanının hemen arkasında yer alıyor. Kıpkırmızı kulesi ve kırmızı renkli tuğlalarıyla diğer binaların arasından hemen fark ediliyor.
Bu değişik kilise Polonyalı mimar Tomasz Pajzderski tarafından tasarlanmış, beş yıllık bir inşat süresinden sonra yapımı 1910 yılında tamamlanmış. Giriş ücretsiz.
Aziz Simon ve Helena Kilisesi, çocuklarını kaybeden Edward Woyniłłowicz tarafından finanse edilmiş. Kilise’nin ismine de Edward Woyniłłowicz ölen çocuklarının adları olan Simon ve Helena ismi verilmiş. Kilisenin kulelerine dikkatlice bakılınca, Aziz Simon ve Helena Kilisesi’nin bir ana kulesi ve iki de küçük kulesi olduğu hemen fark ediliyor. Büyük Kulenin “hüznü”, diğer iki küçük kuleni ise “ölen çocukları” temsil ettiği söyleniyor.
Sovyet döneminde din “tabu” olarak kabul edildiği için kiliseler ya havaya uçurulmuş ya da depo olarak kullanılmış. Ruslar, Kırmızı Kiliseyi önce havaya uçurmaya karar vermişler. Ancak hükümet binasına çok yakın olduğu için daha sonra bu fikirlerinden vazgeçmişler. Buna karşılık Kırmızı Kiliseyi de bir süre sinema salonu olarak kullanmışlar.
Holly Spirit Katedrali ve Katedral Meydanı
Türkçe olarak Kutsal Ruh Katedrali anlamında olan bu kilise, Belarus’da çok ama çok değerli bir dini yapı. Çünkü burası, Belarus Ortodoks Kiliseleri’nin merkezi katedrali. Gezerken içerideki havadan da bu anlaşılıyor. Gün boyunca Minskliler tarafından ziyaret ediliyor. Kilisenin içinde fotoğraf çekmek yasak.
Kilisenin yapımı da oldukça eski tarihlere dayanıyor. 1633-1642 yılları arasında yapılmış. Holly Sprit Minsk’i tepeden gören bir meydana inşa edilmiş. Bu Katedral, turistlerin ilgisini çektiği kadar yerli halk için de son derece önemli bir tarihi dini yapı.
İkinci Dünya Savaşı öncesinde manastır ve kiliseden oluşan bu kompleksten bugün geriye sadece kilise kısmı kalmış. Katedralin meydanın çevresinde pek çok bar ve restoran var. Meydanın tam ortasında ise küçük bir heykel var. Bir zamanlar tüccarların gelip bir şeyler sattığı bu meydanda, bir inanışa göre, altın kesesine ellerseniz cüzdanınızı parayla dolup taşarmış.
Yaz ayları Minsk’te gece hayatının da canlandığı bir dönem. Meydanda yer alan eski Katolik kilisesi, bu dönemde etkinlik salonu olarak da kullanılıyor.
Belediye Binası ve Parkı
Minsk Belediye Binası, Minsk Katedral Meydanı’ndaki güzel yapılardan biri. Hemen yanı başında da çok güzel yemyeşil parklar var.
Gorky park ve Janki Kupala Parkı
Janki Kupala Parkı ve Gorky Parkı birbirine çok yakın. Her iki parkı sadece bir cadde ayırıyor. Soğuk Savaş rüzgarlarını anımsatan Gorky Parkı, çok güzel ve içinde dinlene bilinecek tesisler göletler var. Ayrıca bu parkta gölette yüzen ördeklere de rastlamak mümkün. Gorky Park, adını meşhur Rus yazar Maksim Gorky’den almış.
1800’lerde halka açılan Gorky Parkta yer alan lunaparkı ve bu parkla özdeşleşen Dönme Dolap Ferris Wheeli de görmek mümkün. Janki Kupala Parkını özel kılan ise içindeki tuhaf heykeller. Janki Kupalanın bir de müzesi var. Vakit olursa müzeyi de gezmekte fayda var.
Minsk Zafer Meydanı (Victory Square)
Burası, Minsk’in en önemli sembollerinden birisi. İkinci Dünya Savaşı (The Great Patriotic War) sırasında ölenlerin anısına inşa edilmiş. Meydanın tam ortasında 40 m uzunluğunda bir obelisk yer alıyor. Zafer Meydanı’nın hemen altında ise savaş zamanından kalma fotoğraflar yer alıyor.
Minsk Trinity Banliyösu (Trinity Suburb)
Burası şehrin göbeğinden geçen Svislach Nehri’nin kenarında yer alıyor. Rengarenk evleri, Arnavut kaldırımlı sokakları ile dikkat çekiyor. Bu rengarenk yapılar İkinci Dünya Savaşından pek fazla etkilenmeden günümüze kadar gelebilmiş. Günümüzde geriye kalan birkaç ev 1980’lerde restore edilmiş.
Bu bölgenin Minsk’in en turistlik yeri olduğu söyleniyor. Buradaki restoranlarda bir şeyler yiyip içmek değişik deneyim kazandırabilir. Ancak bu restoranların aksam saat 6’dan 7’den önce yemek servisine başlamadığı söyleniyor. Svislach Nehri’nin yarımada yaptığı bu bölgede bir de gezip görülmeye değer bir ada var.
Minsk Gözyaşları Adası (Island of Tears) Ağlayan Melek Adası
Gözyaşları Adası, 1979 – 1989 yılları arasında Afganistan Savaşı’na giden askerlerin; savaştan geri dönmesini bekleyen analarına, kız kardeşlerine ve eşlerine adanmış. Heykeller öylesine itinalı bir şekilde yapılmış ki bu insanların ızdırabını ziyaretçilerin hissetmesi sağlanmış.
Heykellerin tam ortasında küçük bir şapel var ve şapelin çevresinde de 40 ok mevcut. Bu oklar ölenlerin kırkını temsil ettiği söyleniyor. Eli yüzünde olan küçük bir melek heykel var, bu melekten temsili olarak gözyaşları damlıyor. Bu anıt buraya inşa edildiği zaman bir söğüt ağacı dikilmiş ve şöyle denilmiş “Bir daha hiçbir Beyaz Rusyalı erkek, savaşta ölmeyecek”.
Belarus Ulusal Kütüphanesi
Şehir merkezindeki gezilecek yerlere biraz uzak. Şaşalı görüntüsüyle kütüphaneden çok eğlence merkezi gibi. Rusya’daki 2 kütüphaneden sonra en çok eserin bulunduğu kütüphane olduğu söyleniyor.
Kütüphanede, 2 milyondan fazla eserin olduğu, günde 2.200 kişinin ziyaret ettiği ifade ediliyor. 22 katlı bu değişik kütüphanenin 22. katında restoran ve kafe var. Kütüphaneye giriş paralı ve 3 ruble.
Savaş Tarihi Müzesi (Belarusian State Museum of the Great Patriotic War)
Bu müze, Minsk’in merkezinde gezilecek yerlerden uzak bir noktada yer alıyor. Metro ile ulaşım yok. Taksi ile gidilebilir. Müze, İkinci Dünya Savaşında yaşananları gözler önüne seriyor.
Savaşta kullanılan araçlar, ekipmanlar, kıyafetler ve diğer objeler o dönemi hissettirircesine gözler önüne seriliyor. Özelikle arka kısmındaki park da görülmeye değer. Giriş paralı ve 8 ruble.