Krakow Gezilecek Yerler
Krakow Gezilecek Yerler başlıklı bu yazı, bu tarihi kent hakkında genel bilgiler ile Krakow Gezilecek Yerler hakkında kısa ve özet bilgileri içermektedir.
Krakow Hakkında Genel Bilgiler
Polonya’nın en eski ve en büyük üç şehrinden biri, Krakow‘dur. 2019 yılı itibarıyla şehirde 779.000 (yakın topluluklarla birlikte 1,7 milyon) kişi yaşamaktadır. Krakow ismini şehrin efsanevi kurucusu ve Lechitians kabilesinin hükümdarı Krakus’tan aldığı söyleniyor. Orta Avrupa’nın en eski ikinci üniversitesi olan Krakow Üniversitesi, şehrin en önemli tarihi yapılarındandır.
Bu tarihi şehir, Vistül Irmağı’nın Wawel Tepesi’nin ayağında Küçük Polonya’nın (Małopolska) güneyinde kalmaktadır. Küçük Polonya Voyvodası’nın (Województwo małopolskie) da 1 Ocak 1999’dan beri başkentidir. Şehir eskiden Krakow Voyvodalığı’nın başkentiymiş.
Krakow, tarihi süreçte geleneksel olarak Wroclaw gibi ülkenin bilim, kültür ve sanat merkezi olmuş. Bu şehir için; Polonya eski krallarının oturdukları yer olması, eski başkent olması ve birçok tarihi olaya tanıklık etmesi nedeniyle Polonya’nın kalbi olduğu söylenmektedir. Tüm bu özelliklerinden dolayı bu kente, yerli ve uluslararası düzeyde olmak üzere yılda yedi milyon turistin geldiği belirtilmektedir.
Dünyanın en eski alışveriş merkezlerinden biri olan Sukiennice (Kumaş Pazarı), bu kentte yer almaktadır. Krakow bir zamanlar “Değeri En Bilinmeyen Şehir” seçilmiştir. Sonrasında 2000 yılında Avrupa Kültür Başkenti olmuş. 2013’te ise UNESCO tarafından Edebiyat Şehri olarak kabul edilmiş.
Krakow Nerede
Polonya’nın güneyinde ve Slovakya sınırına 95 km mesafede bulunan Krakow, Vistula Nehri üzerinde yer almaktadır.
Krakow Tarihi
Yaklaşık 200 bin yıllık bir geçmişe sahip olan şehrin, Paleolitik Dönem’den beri var olduğu kabul edilmektedir. Bu sonuca Krakow’da yapılan kazılar sonucunda varılmış. Söz konusu kazılar, şehirde ilk insan izlerinin Taş Devri’ne ait olduğunu ortaya çıkarmış. Bazı kazılarda MÖ 6000 yani Neolitik Dönem’den bu yana şehirde yerleşim olduğunu kanıtlar nitelikte bilgilere ulaşılmıştır.
Krakow’un resmi olarak kuruluşu 800’lü yıllara uzandığı söyleniyor. Wawal Tepesi’nde bir köy olarak kurulan bu tarihi şehir, 965 yılında Slav Avrupa’nın ticaret merkezi haline gelmiş. Ayrıca şehrin 1038 yılından 1569’a kadar Polonya’nın başkenti olduğu da bilinmektedir.
1918 yılında Polonya Cumhuriyeti’nin kurulmasıyla birlikte Krakow’da çok sayıda üniversite ve kültürel mekân açılmıştır. 1900’lü yılların sonlarına doğru Krakow, uluslararası düzeyde bir akademi ve sanat merkezi olmuştur. Bu sebeple şehirde sanat tarihi açısından oldukça önemli eserler ve yapılar bulunmaktadır. Yüzlerce antik anıta ev sahipliği yapan şehirde Art Nouveau tarzındaki yapılar oldukça dikkat çekmektedir.
Krakow Gezilecek Yerler
Avrupa’nın en geniş Orta Çağ meydanlarından bir tanesi olan Rynek Glowny, Krakow Belediye Binası Kulesi olan Town Hall Tower, Gotik mimarisiyle Krakow Cloth Hall (Sukiennice), Kentle yaşıt birçok arkeolojik kalıntıyı görme imkanı veren Rynek Underground Exhibition, 1300’lü yıllarda Gotik tarzda inşa edilmiş olan Meryem Ana Kilisesi, eski kentin en ünlü caddesi Florianska Street, eski şehrin merkezinde gezilecek başlıca yerler.
1300 yılı civarında gotik tarzda inşa edildiği düşünül St. Florian’s Gate, 3 metre kalınlığındaki duvarlarla çevrili daire biçiminde ve gotik tarzda inşa edilmiş bir tahkimat olan Krakow Barbican, İngiliz stili bahçelerden oluşan Planty Park, kentte ilk inşa edilen tuğla yapılardan biri olduğu söylenen St. Francis’ Basilica, 1500’lü yıllarda inşa edilen ve Kentte Barok tasarıma sahip ilk yapı olan Saints Peter and Paul Church, Krakow’un eski kent merkezinde gezip görülecek diğer yerler.
İnşasına 1200’lü yıllarda başlanan ve günümüzde müze olarak kullanılan Wawel Kalesi, Alpler’in kuzeyindeki Rönesans stili türdeşlerinin en güzeli olarak anılan Wawel Cathedral, kentin en popüler konaklama bölgelerinden biri olan Kazimierz(Eski Yahudi Mahallesi), 1939-1945 yılları arasında Naziler’in Krakow’u işgalini anlatan ve interaktif sergilere yer verilen Oskar Schindler’s Enamel Factory, Kökenleri asırlar öncesine dayanan cam işçiliğinin günümüzdeki en iyi örneklerini görmek için Stained Glass Workshop and Museum, Krakow’un eski kent merkezine komşu gezip görülecek yerler.
Tarih boyunca işlenmiş en büyük insanlık suçlarının izlerini taşıyan tarihi mekân Auschwitz-Birkenau, Krakow’un 14 kilometre kadar güneydoğusunda yer alan ve 9 kattan oluşan Wieliczka Tuz Madeni, 200’ün üzerinde avcı bombardıman uçağı ile alanında dünyanın en iyileri arasında gösterilen Polish Aviation Museum Krakow şehir merkezi çevresinde gezip görülecek yerler.
Ana Pazar Meydanı (Rynek Głowny)
Rynek Glowny, Eski Kent’in merkezinde yer almaktadır. Aynı zamanda Avrupa’nın en geniş Orta Çağ meydanlarından bir tanesidir. Meydan 1200’lü yıllardan kalmadır. 1200’lü yılların ortalarından bu yana kentin ticari ve sosyal hayatının merkezini oluşturmaktadır.
Kare biçimindeki bu meydan, 1241 yılında gerçekleşen ve kenti yerle bir eden Moğol istilasının ardından 1257 yılında yeniden inşa edilmiştir. Bu tarihi meydan, etrafını saran kafeleri, alışveriş mekânları ve tarihi yapıları ile gezginlere kentin farklı özelliklerini deneyimleme imkânı sunuyor.
Tarihi belediye binasının bulunduğu meydanı ziyaret ettiğimizde, Kumaş Pazarı ve Meryem Ana Kilisesi gibi simge yapılara ek olarak 19. yüzyıl Polonya edebiyatının en önemli isimlerinden Adam Mickiewicz’i tasvir eden bronz heykeli görme imkânı da var.
Ana Pazar Meydanı’ndaki Town Hall Tower, gezilecek yerlerle sınırlı kalmıyor. Çünkü meydanın hemen altında keşfedilmeyi bekleyen tüneller bulunuyor. Orta Çağ’da çeşitli amaçlarla kullanılan bu tünelleri ziyaret etmek için Kumaş Pazarı’nın batı tarafındaki ofisten bilet almak gerekiyor.
Town Hall Tower (Krakow Belediye Binası Kulesi)
Ana Pazar Meydanı’nda ilk dikkat çeken tarihi yapı 75 metre yüksekliği ile Town Hall Tower. Bu kule bütün meydana hakim gibi gözüküyor. İlk belediye binasının bir parçası olarak 1300’lü yıllarda yapılmış. İlk belediyeye binası 1820 yılında yıkılmış. Ancak bu esnada girişini iki aslan heykelinin süslediği görkemli kuleye dokunulmamış.
Gotik tarzdaki tasarımı ile ziyaretçilerini büyüleyen Krakow Belediye Binası Kulesi’nin dikkat çeken iki alanı bulunuyor. Kulenin alt kısmında bulunan ve Orta Çağ’da mahkûmlara türlü işkencelerin yapıldığı hapishane bölümü, bu alanlardan ilkini oluşturuyor. Burası şimdilerde tiyatro olarak kullanılıyor.
Diğeri ise şehir manzarasını tüm ihtişamıyla sunan ve bol bol fotoğraf çekebilme imkanı veren en üst kısım. Tabi buraya ulaşmak için 110 basamaklı merdiveni çıkmak gerekiyor. Ve giriş Ücreti: 9 PLN, ziyaret saatleri ise 10.30-18.00 arası. Ziyaretten önce güncel bilgilere bakmakta fayda var.
Krakow Cloth Hall (Sukiennice)
Gotik mimarisi ile Ana Pazar Meydanı’nı çok daha görkemli bir yer haline getiren Krakow Cloth Hall’un kökenleri 1200’lü yıllara kadar uzanıyor.
Türkçesi Krakow Kumaş Pazarı olan bu tarihi yapı, 1300’lü yıllarda gerçekleştirilen yeniden yapım süreci sonucunda şimdiki görünümünü kazanmış. 1875-1879 yılları arasındaki yenileme çalışmaları sonrasında ise binada ticari faaliyetler yerine görkemli balolar ve kraliyet kutlamaları gerçekleştirilmeye başlanmış.
1901’den beri müze olarak kullanılan Krakow Kumaş Pazarı Binası’nda, 15. ve 19. yüzyıllar arasında üretilmiş sanat eserleri sergileniyor. Bu eserler; Bacciarelli, Michalowski, Siemiradzki ve Chelmonski adını taşıyan dört büyük salonda ziyaretçileriyle buluşuyor.
Tarihi yapının iç kısmında gezerken ayrıca arkeolojik ve etnografik sergilere de denk gelmek mümkün. Giriş ücreti: 25 PLN olan müzenin ziyaret saatleri ise 09.00-17.00.
Rynek Underground Permanent Exhibition
Ana Pazar Meydanı’nı gizemli kılan bir diğer yer ise Rynek Underground Permanent Exhibition. Burası ziyaretçilerine Krakow’un Eski Şehir bölgesinde hayatın günümüzden 700 yıl önce nasıl olduğu konusunda enteresan bilgiler sunuyor.
Toplamda 6 bin metrekarelik alanı kaplayan sergi alanında dolaşırken bazıları kentle yaşıt birçok arkeolojik kalıntıyı görme ve interaktif uygulamalardan yararlanma şansı elde edilebilir.
Kalıcı sergi dâhilinde sergilenen eşyalar arasında Tatar yapımı ok uçları, kilden heykelcikler, deri ayakkabılar, çeşitli madalyonlar ve boncuklar bulunuyor.
Alanda ayrıca 11. yüzyıldan kalma mezarları, Orta Çağ atölyelerinin aslına uygun kopyalarını ve Hansa Birliği ile ticareti mümkün kılan yolların işaretli olduğu haritalar incelenebilir. Ziyaret saatleri: 10.00-22.00, giriş ücreti: 21 PLN, Web Sitesi: podziemiarynku.com. Ziyaretten önce söz konusu bilgelerin güncel haline bakmakta fayda var.
Meryem Ana Kilisesi (St. Mary’s Basilica)
Ana Meydan’nın bir diğer tarihi dini yapısı da çarpıcı güzellikteki St. Mary’s Basilica’sı. Gotik tarzdaki dini yapı, 1300’lü yıllarda inşa edilmiş. Tatarlar akınları sırasında yıkılan şimdikinden daha küçük boyutlu kilisenin bulunduğu alana yapılmış.
Bu kiliseye barok tarzı bir kapıdan giriş yapılıyor. Sunağın arka tarafında yer alan ve Veit Stoss’un imzasını taşıyan ahşap oyma eser detaylı incelemeye değer. Dünyanın en büyük Gotik sunak arkası eserine ev sahipliği yapan Meryem Ana Kilisesi’nin uzun kulesinden her saat başı trompet çalınıyor.
Eskiden trompet sesi, Tatar akıncıların kente yaklaşmakta olduğunu haber veriyormuş. Şimdilerde ise ulusal radyo kanalı aracılığıyla tüm ülkede dinlenebilen bir ritüele dönüşmüş durumda. Bu ritüeli izledikten sonra rehber eşliğinde kulenin üst katlarına çıkıp nefes kesici kent manzarası seyredilebilir. Ziyaret Saatleri: 11.30-18.00, giriş ücreti: 10 PLN, Web Sitesi: mariacki.com.
Florianska Street
Eski Kent bölgesindeki ve de Krakow’daki en ünlü ve zaman geçirmeye en değer cadde, Florianska Street’tir. Cadde boyunca günümüzün popüler zincir restoranları ile yan yana faaliyet gösteren geleneksel tarzdaki değişik işletmeler de mevcut.
Bu cadde, alışveriş tutkunu turistlerin ve yerel halkın zaman geçirmekten keyif aldıkları bir yer. Florianska Caddesi, zengin alışveriş imkanlarına ek olarak konuklarına eskiyle yeninin başarıyla harmanlandığı harika bir ortam da sunuyor
Şehirdeki pek çok simge yapı gibi burası da 1241’deki Tatar istilası sonrasında inşa edilmiş. Eski Kent’in kalbi Rynek Glowny’e kadar uzanan bu ünlü cadde Kraliyet Yolu’nun başlangıcındaki St. Florian’s Gate’den başlıyor.
St. Florian’s Gate (Aziz Florian’ın Kapısı)
Florian’s Gate, Orta Çağ’da şehre giriş-çıkış için kullanılan sekiz kapıdan birisi. Bu kapı orijinaline yakın bir şekilde günümüze taşınabilmiş.
Gotik tarzdaki kapının, 1300 yılı civarında inşa edildiği düşünülüyor. Krakow’daki en güzel yürüyüş rotalarından biri olan Kraliyet Yolu’nun başlangıcını oluşturan yapı, Osmanlı ordusunun saldırılarına karşı kentin en önemli savunma noktası konumundaymış.
Aziz Florian’ın Kapısı, uzun süre boyunca Krakow Kürkçü Loncası tarafından kontrol edilmiş. Savunma gücünü artıran kulesi ve Barok çatısı ise sonradan eklenmiş. Barbican ile bu kapı, günümüzde City Defence Walls isimli müzeye ev sahipliği yapıyor.
Krakow Barbican
Florian Kapısı’nı güvenlik altına almak amacıyla 1498’de inşa edilen görkemli Barbican, Krakow’un Orta Çağ’da ne kadar güçlü bir savunmaya sahip olduğunu gözler önüne seriyor.
3 metre kalınlığındaki duvarlarla çevrili daire biçimindeki tahkimatın üzerinde 7 top yuvası bulunuyor. Tıpkı koruduğu kapı gibi Gotik tarzda tasarlanan askeri yapıyı daha güçlü kılmak adına üst kısımlarında ayrıca askerlerin kullanabileceği 130 boşluğa yer verilmiş.
Hendeğin üzerinde duran bir köprü aracılığıyla kapıyla bağlantısı sağlanan Krakow Barbican, yukarıda belirttiğimiz gibi günümüzde Şehir Savunma Duvarları isimli küçük bir müzeye ev sahipliği yapıyor.
Bu müzeyi ziyaret ederek kent savunmasının çağlar boyunca nasıl geliştiği hakkında bilgi sahibi olunabilir. Ziyaret saatleri: 10.30-18.00, Giriş ücreti: 9 PLN. Ziyaretten önce söz konusu bilgelerin güncel haline bakmakta fayda var.
Barbican’ı ve Aziz Florian’ın Kapısı, 1820’li yıllarda Eski Şehiri çevreleyen surların yıkılıp parka(Planty Park) çevrilmesi esnasında her iki yapı da yıkım tehlikesiyle karşı karşıya kalmış. Ancak söz konusu tarihi yapılar, üniversitede görev yapan bir profesörün senatoya verdiği dilekçe sayesinde son anda yıkılmaktan kurtulmuş.
Planty Park
Krakow’un Avusturya-Macaristan İmparatorluğu bünyesindeki yarı bağımsız bir kent olduğu 1820’li yıllarda I. Franz, Eski Şehir’i çevreleyen surların yıkılmasını emretmiş.
Bu süreç esnasında suların hemen önündeki savunma hendekleri de boşaltılmış. Geride kalan 4 kilometre uzunluğundaki çukura ise İngiliz stili bahçelerden oluşan Planty Park kurulmuş.
Eski Kent bölgesini çevreleyen Planty Park’ın turistik açıdan en dikkat çekici bölümü olarak kuzey kısmı öne çıkıyor. Zira parkın bu kısmında, eski savunma yapılarının son kalıntıları bulunuyor.
Eski şehrin Barbican ve Aziz Florian Kapısı’nın bulunduğu yerin tam ters istikametinde Wawel Castle (Wawel Kalesi) ve Wawel Cathedral da Krakow’da gezip görülecek yerlerin başında geliyor. Barbican ve Aziz Florian Kapısı’ndan Eski Kent bölgesini çevreleyen Planty Park’ın yeşil alanlarını gezerek buraya ulaşılabilir.
Planty Park’tan Wawel Castle yürüyerek giderken, yürüyüş güzergahında yer alan St Francis Basilica’sı ve Saints Peter and Paul Church da gezip görülebilir yerler arasında.
St. Francis’ Basilica
St. Francis’ Basilica’sı, 1237-1369 yılları arasında Prag’dan Krakow’a göç eden Fransiskan keşişleri tarafından kurulmuş. Bu tarihi binanın kentte ilk inşa edilen tuğla yapılardan biri olduğu söyleniyor. Ayrıca yapının şehirde halen daha ayakta duran en eski dini yapılardan birisi olduğu söyleniyor.
Bu tarihi yapı, inşa edildiği günden bu yana çeşitli felaketler geçirmiş. Ancak tadilat ve restorasyon çalışmaları sayesinde tüm cazibesini günümüze kadar taşımayı başarmış.
Bu restorasyon çalışmaları sayesinde Aziz Francis Bazilikası, yıllar içerisinde şu andaki zengin mimari detaylarına kavuşmuş. Stanislaw Wyspianski imzasını taşıyan Art Nouveau tarzı vitray pencereler ve manastıra açılan Gotik geçit, bu çalışmalar sonucunda ortaya çıkmış en önemli eserler olduğu ifade ediliyor.
Ziyaret saatleri: 10.00-16.00. Web sitesi: franciszkanska.pl Ziyaretten önce söz konusu bilgelerin güncel haline bakmakta fayda var.
Saints Peter and Paul Church (Aziz Peter ve Aziz Paul Kilisesi)
Saints Peter and Paul Church’un, Krakow’un barok tasarıma sahip ilk yapısı olduğu söyleniyor. 1597-1619 yılları arasında inşa edilmiş.
Mimari açıdan İtalyan ruhunun kolaylıkla hissedilebildiği dini yapının kubbe ve iç mekân tasarımlarında Giovanni Maria Bernardoni’nin imzası bulunuyor. Ancak bir diğer İtalyan mimar Giovanni Battista Trevano, sonradan bu planlarda ufak değişiklikler yapmış.
İç mekânı canlandıran alçı süslemelerdeki işçilik ile her iki azizin yaşamını betimleyen yarım kubbedeki canlandırmalar, bu kilisenin dikkat çeken özellikleri arsında. Ziyaret Saatleri: 09.00-17.00
Wawel Castle (Wawel Kalesi)
Wawel Castle, 16. yüzyıla kadar Polonya’nın politik ve kültürel bakımdan kalbi olmuş. Bu tarihi yapının inşa başlangıç yılı, 1200’lü yıllara dayandığı söyleniyor. Yeni yapıların eklenmesi, eskilerin yenilenmesi gibi işlemler sonucunda 1600’lü yıllarda bugünkü halini almış. Bu kale, uzun yıllar Polonya krallarının ikametgâhı olarak kullanılmış.
Tarihi yapı kompleksi, İtalyan stili bahçelerle çevrelenmiş bir dizi yapıdan oluyor. Gerek farklı mimari üslupları bünyesinde barındırması gerekse de müzeye dönüştürülmüş kısımlarında sergilenen birbirinden değerli koleksiyonlar sayesinde turistlerin ve yerel halkın büyük ilgisini görüyor.
Nehre hâkim konumdaki kalenin en çok ilgi gören kısımlarının, resmi salonlar, kraliyet hazinesi ve silahlık olduğu söyleniyor. Bu bölümlere ek olarak The Lost Wawel ve Meissen Porselenleri isimli sergilerin de gezip görülmeye değer olduğu ifade ediliyor.
Ziyaret saatleri: 09.30-17.00, Giriş ücreti: 25 PLN, Web sitesi: wawel.krakow.pl, Ziyaretten önce söz konusu bilgelerin güncel haline bakmakta fayda var.
Wawel Cathedral
İlk olarak 11. yüzyılda inşa edilen Wawel Cathedral, 900 yıllık tarihi boyunca Polonya hükümdarlarının ve soyluların sayısız taç giyme ve cenaze törenine sahne olmuş. Gotik katedralin günümüzdeki versiyonunun yapımı ise 1364 yılında tamamlanmış.
Ülke tarihinin ve kültürünün şekillenmesinde etkisi olmuş birçok ismin ebedi istirahatgahı konumundaki tarihi dini yapı, iç kısmına görkem katan birbirinden güzel şapeller sayesinde ilgi odağı olmayı sürdürüyor.
Wawel Kraliyet Katedrali’ni gezerken zamanınızın büyük bölümünü Sigismund Şapelini ziyarete ayırabilirsiniz. Jagiellon Soyu’nun son temsilcilerine ait mezarların bulunduğu şapel, Alpler’in kuzeyindeki Rönesans stili türdeşlerinin en güzeli olarak anılıyor.
Şapelin ardından müzeye geçip dini değere sahip eşyaları incelenebilir, çan kulesinin üst katından panoramik şehir manzarayı seyredilebilir. Ziyaret saatleri: 09.00-16.00, Giriş ücreti: 12 PLN, Web Sitesi: katedra-wawelska.pl, ziyaretten önce söz konusu bilgelerin güncel haline bakmakta fayda var.
Kazimierz (Eski Yahudi Mahallesi)
Kazimierz, kentin en popüler konaklama bölgelerinden birisi olduğu söyleniyor. Bu mahalle Krakow’un renkli gece hayatının merkezi olarak biliniyor. Aslında bu bölgenin beş asır boyunca bağımsız bir şehir olarak varlığını sürdürdüğü de ifade ediliyor.
III. Kazimierz tarafından kurulan bu yerleşim yeri, 15. yüzyılda Krakow’da çıkan yangının ardından Kral Jan Olbracht’ın emriyle Yahudiler yerleştirilmiş.
19.yüzyılda Krakow sınırlarına dâhil olan Kazimierz, sinagogları ve kitapçıları ile kültürel anlamda da konuklarını tatmin ediyor.
Schindler’in Listesi filminin çekimlerinin büyük bölümüne sahne olan Eski Yahudi Mahallesi’nde, Eski Sinagog ile Galicia Jewish Museum ziyaret edebilir ve restoranlarda yerel mutfağın en özel lezzetleri tadılabilir.
Oskar Schindler’s Enamel Factory
Steven Spielberg’ün 1993 yılında çektiği film sayesinde bilinirliği artan Oskar Schindler’s Enamel Factory, II. Dünya Savaşı tarihine meraklı gezginlerin Krakow tatilleri sırasında yoğun ilgi gösterdikleri bir diğer tarihi mekân.
Günümüzde Krakow Müzesi’nin en dikkat çekici bölümlerinden biri olan fabrikanın sahibi Oskar Schindler, Nazilere çalışmasına rağmen soykırım esnasında birçok Yahudi’nin hayatta kalmasını sağlamış.
Oskar Schindler’in Emaye Fabrikası’nın yönetim binası, 2010 yılından bu yana dönem hakkında bilgi edinmek isteyen ziyaretçileri ağırlıyor. Bu bölümde, 1939-1945 yılları arasında Naziler’in Krakow’u işgalini anlatan interaktif sergilere yer veriliyor.
Müzede ayrıca Schindler’in kurtarmayı planladığı binin üzerindeki Yahudi’nin ismini içeren ünlü liste ve döneme ait fotoğraflar incelenebilir. Ziyaret saatleri: 09.00-20.00, Giriş ücreti: 24 PLN, ziyaretten önce söz konusu bilgelerin güncel haline bakmakta fayda var.
Wieliczka Salt Mine (Wieliczka Tuz Madeni)
Wieliczka Salt Mine, Krakow’un 14 kilometre kadar güneydoğusunda yer alıyor. Şehrin merkezine biraz uzak ve zaman varsa günübirlik gitmekte fayda var. Ayrıca Wieliczka Tuz Madeni, Krakow’dan çıkılan Rehberli tura katılarak gezip görmenin daha kolay ve daha iyi olacağı söyleniyor.
1722’de sıradan bir tuz madeniyken yoğun ilgi gören bir müzeye dönüşen mekân, toplam 300 kilometrelik alana yayılmış 9 kattan oluşuyor. 327 metrelik derinliğe sahip maden, aynı zamanda türdeşleri arasında dünyanın en eskileri arasında sayılıyor.
Bu tuz madeni bazı Lehistan krallarının evlilik törenlerine ev sahipliği de yapmış. Ziyaret etmek için dört farklı rota seçeneği var.
Eğer maden ilk defa görülüyorsa “Turist Rotası” isimli turu seçmek öneriliyor. Bu sayede Chapel of St Kinga, Stanislav Staszic Chamber ve Krakow Saltworks Museum gibi madencilerin farklı dönemlerinde gerçekleştirdikleri çalışmaları içeren önemli bölümleri görme imkânı doğuyor. Ziyaret saatleri: 08.00-17.00, Giriş ücreti: 94 PLN, Web Sitesi: wieliczka-saltmine.com, ziyaretten önce söz konusu bilgelerin güncel haline bakmakta fayda var.