ad itemscope itemtype="http://schema.org/WebSite"> Madrid Gezilecek Yerler | Gezi Bilgileri

Madrid Gezilecek Yerler

Madrid Gezilecek Yerler başlıklı bu yazı, bu kent hakkında genel bilgiler ile Madrid Gezilecek Yerler konusunda kısa ve özet bilgileri içermektedir.

Madrid Nerede

Madrid, İspanya topraklarının ve İber Yarımadası’nın orta kesiminde, yüksek bir düzlükte ve dalgalı bir platoda Manzanares Nehri üzerinde bulunmaktadır. Bu özelliği nedeniyle Avrupa’nın en yüksek başkentlerinden biri olan Madrid, deniz seviyesinden 635 m yükseklikte yer almaktadır.

Madrid'in Haritadaki Yeri

Madrid’in Haritadaki Yeri

İspanya’nın kuzeydoğusunda yer alan Fransa sınırına 480 km, İspanya’nın tam batısında yer alan Portekiz sınırına ise 330 km civarında bir mesafeye sahiptir. Bu şehre en yakın deniz ise Akdeniz’dir. Akdeniz’e olan mesafesi de yaklaşık 300 km civarındadır.

Madrid Hakkında Genel Bilgiler

Bu kent, İspanya’nın başkenti ve aynı zamanda İspanya’nın en kalabalık şehridir. Şehrin yaklaşık 3,4 milyon nüfusu, 6,7 milyon da metropoliten alan nüfusu vardır. Bu özelliği ile Avrupa Birliği’nin Berlin’den sonraki en büyük ikinci şehridir.

Madrid’in en büyük özelliklerinden bir diğeri de 1561’den beri neredeyse kesintisiz olarak İspanya’nın başkenti olmasıdır. Aynı zamanda çevresindeki Madrid Özerk Topluluğu’nun da başkenti olan bu şehir, bir başka önemli özelliği ülkenin siyasi, ekonomik ve kültürel merkezi olmasıdır.

Ekonomik çıktısı, yüksek yaşam standardı ve pazar büyüklüğü nedeniyle Madrid, İber Yarımadası’nın ve Güney Avrupa’nın başlıca finans merkezi ve önde gelen ekonomik merkezi olarak kabul edilmektedir.

Tüm bu özellikleri nedeniyle Madrid, Avrupa Birliği’nin ve dünyanın siyaset, eğitim, eğlence, çevre, medya, moda, bilim, kültür ve sanat alanlarındaki etkisiyle ön plana çıkmaktadır. Tüm bu vasıfları dünyanın en büyük küresel şehirlerinden biri olmasına katkıda bulunmaktadır.

***

Şehrin deniz seviyesinden yüksek konumu ve hava kütlelerinin etkisine açık olması sebebiyle ani sıcaklık değişiklikleri çok sık görülür. Yaz ayları boğucu olup sıcaklık bazen 38 °C’ye kadar ulaşır. Yıllık ortalama sıcaklık 2°-24 °C arasında değişmektedir.

Madrid'in İklimi

Madrid’in İklimi

Madrid mutfağı, İspanya’nın diğer bölgelerinden çok etkilenmiştir. Bu mutfağın en büyük özelliği de  göçmenlerden gelen öğeleri özümseme yeteneğine sahip olmasıdır. Nohutlu bir güveç olan cocido madrileno Madrid mutfağının en sembolik yemeklerindendir.

Ayrıca kızarmış kalamar, Madrid’de mutfak uzmanlığı haline gelmiş ve kalamarlı sandviç bu dalda en çok tüketilen yiyeceklerdendir. Madrid mutfağının vazgeçilmezi kabul edilen diğer birkaç yemek de şunlardır: Çömlekte sebze çorbası (Pottage), sarımsak çorbası (sopa de ajo), İspanyol omleti, Çipura (es:besugo a la madrilena), kaynatılmış yumurta sarısı ve bademler ile pişirilmiş tavuk veya piliç (gallina en es:pepitoria)’dir.

Madrid’in diğer bir özelliği de spor kulüpleriyle öne çıkmasıdır. Bu kapsamda 1902’de kurulan Real Madrid, 20. yüzyılın en iyi kulübü seçilmiştir. Dünyanın en değerli beşinci spor kulübü olan Real Madrid, toplam 100 resmi şampiyonlukla en başarılı İspanyol futbol kulübü olmuştur. Bu şampiyonluklarda 14 Avrupa Kupasıyla bu daldaki  rekoru ve 35 La Liga kupasıyla da la liga rekorunu da elinde bulundurmaktadır.

Madrid Tarihi

Madrid ilk olarak Manzanares Nehri’ne bakan kayalık bir çıkıntı üzerinde kurulmuş. Ardından buradaki bir Alhazar’ın(saray) çevresinde gelişmeye başlamış.

932 tarihinde Müslümanların hakimiyetinde olan bu şehir bu tarihteki kayıtlarda Arapça “su kanalı” anlamına gelen Macerit adıyla bahsedildiği söyleniyor.

1083 yılında şehir Müslümanlar’dan Kastilya Krallığı’na geçmiş.

1466’daki depremde Alhazar’ın yıkılmasından sonra inşa edilen Orta Çağ kraliyet sarayı, şehrin gelişmesine yeni bir hız kazandırmış.

1561’de Kral Hristiyan II. Felipe Madrid İspanya’nın merkezinde olduğu için bu şehri başkent yapmayı uygun bulmuş. Bu tarihten beri bu kent neredeyse kesintisiz olarak İspanya’nın başkenti olmaya devam etmiş.

1759-1788 arasındaki III. Carlos döneminde geniş cadde ve meydanların açılmasıyla Madrid planlı bir gelişme göstererek büyümeye başlamış.

1800-1815 Napolyon Savaşları sırasında Hac Yollarıyla ön plana çıkan Santiago de Compostela gibi bir çok yerleşim yeriyle birlikte Madrid de Fransız işgali altına girmiş. Bu işgalden sonra Madrid, Joseph Bonaparte’in tahta geçmesinden sonra başlayan millî ayaklanmada öncü bir rol oynamış.

1800’lü yılların ikinci yarısında şehre modern bir görünüm kazandıran planlı bir yeni yapılaşma başlamış.

1936-1939 İspanya İç Savaşı sırasında ağır bombardımanlara maruz kalan Madrid büyük bir yıkıma uğramış. Ardından yeniden geniş çaplı bir onarım dönemine girmiş. Şehrin bu gelişmesi zamanla çevredeki banliyöleri de içine almış.

1960’lardaki değişimlerde tarihi miraslara ağır darbeler indirilmiş. Ancak sonraki yıllarda bu tarihi yapılar için koruma tedbirleri alınmış.

Madrid Gezilecek Yerler

Madrid modern bir altyapıya sahip olmakla birlikte, tarihi mahallelerinin ve sokaklarının çoğunun tarihi görünümünü korumuş. Madrid Kraliyet Sarayı, (Teatro Real)Opera Binası, Retiro Parkı, Ulusal Kütüphane, Prado Müzesi, Reina Sofía Müzesi ve Thyssen-Bornemisza Müzesi, Madrid’in simge yapıları arasında gösterilmektedir. Cibeles Sarayı ve Çeşmesi şehrin anıt sembollerinden biri haline gelmiştir.

Madrid Gezilecek Yerler Haritası

Madrid Gezilecek Yerler Haritası

Gran Via, Plaza Puerta del Sol, Plaza Mayor, Mercado de San Miguel, Barrio de La Latina, Basilica de San Francisco el Grande, Almudena Katedrali (Catedral de la Almudena), Madrid Kraliyet Sarayı (Palacio Real), Teatro Real, Plaza de Espana, Debod Tapınağı, Madrid Gezilecek Yerler listesindeki başlıca yerler.

Circulo de Bellas Artes, Plaza de Cibeles, Kibele Sarayı ve Çeşmesi, Puerta de Alcala, Madrid Ulusal Arkeoloji Müzesi, El Retiro Parkı, Thyssen-Bornemisza Müzesi, Prado Müzesi, Real Jardines Botanicos, Caixa Forum Madrid, Centro de Arte Reina Sofia, Atocha Tren İstasyonu, Madrid Gezilecek Yerler listesindeki diğer yerler.

Gran Via

1300 metre uzunluğundaki bu cadde, her büyük kentte kentle simgeleşmiş caddeler gibi Gran Via’da Madrid’in simge caddelerinden birisi. Bu ünlü cadde; restoranlar, kafeler, tiyatro ve sinemalar, çok sayıda alışveriş merkezi ve ünlü markaların mağazaları ile ön plana çıkıyor. Ayrıca bu cadde Madrid’de sabahın ilk ışıklarına kadar eğlencenin sürdüğü yerlerden biri olarak gösterilmektedir. Burada birçok eğlence mekanı var.

Cadde 100 yıldan daha uzun süreli bir tarihe sahip. Gran Via’nın öne çıkan özelliklerinden biri ise buradaki Art Deco/İspanyol mimarisini yansıtan binaların bulunması. Alcala Caddesi ile Plaza de Espana arasında uzanan cadde boyunca bu tarihi binaları incelemek Madrid’in hafızalara yer edinmesine yardımcı olacaktır.

Madrid Gezilecek Yerler, Gran Via

Gran Via’da en çok dikkat çeken unsurlardan bir diğeri de bazı binaların çatılarında heykellerin olması. Özellikle Zafer Tanrıçası Nike’ın, Metropolis binası üzerine 1975 senesinde koyulan heykeli etkileyici detaylara sahip.

Madrid’in coşkusunu en iyi yansıtan yerlerden olan Puerta del Sol, şehrin en önemli iki meydanından biri. İspanyol alışkanlıklarının da etkisiyle 7/24 çok canlı ama özellikle güneş battıktan sonra yaşamın hız kazandığı bir meydan burası.

Plaza Puerta del Sol

Madridlilerin buluşma noktası olarak ünlenmiş olan bu meydan, sıcak ve dinamik enerjisiyle dikkat çekiyor. Her yerden sokak sanatçılarının ve neşeli insanların sesleri yükseliyor. Her meydanda olduğu gibi Plaza Puerta del Sol’un da her yanı kafe, restoran, bar ve gece kulüpleriyle çevrili. Ayrıca bu meydanda çok sayıda hediyelik eşya mağaza ve dükkanı da yer alıyor.

Güneş kapısı anlamına gelen Puerta del Sol’un en önemli simgesi, Madrid’in de simgesi olan “Ayı ve Kocayemiş Ağacı” figürüdür. Bir ağaçtan keyifle meyve yemeye çalışan bu ayı heykeli, meydanın tam ortasına dikilmiştir. Madrid’in resmi armasında da yerini almış olan bu heykeli şehrin birçok yerinde ve kurumlarında görmek mümkün.

Plaza Puerta del Sol

Plaza Puerta del Sol

Meydanın bir diğer önemli heykeli ise Kral III. Charles’ın atlı heykeli. Bu heykel de Madrid’in simgelerinden biri olarak görülüyor. Heykel, İngiliz Kral III. Charles’ın İspanya’ya yardımlarından dolayı onu onurlandırmak için İspanyollar tarafından yapılmış.

Sıfır kilometre tabelası ve ünlü saat kulesi de meydanda görülmesi gereken yerler arasında bulunuyor. Avrupa’daki bazı kentlerde de rastlanan sıfır kilometre tabelası sembolik olarak İspanya’nın merkezini temsil ediyor. Plaza Puerta del Sol, tüm bu özellikleriyle komşusu olan Plaza Mayor ile adet yarışıyor gibi.

Plaza Mayor

Bu tarihi meydan, Puerta del Sol Meydanı’nın hemen batısında ve beş dakikalık bir yürüme mesafesinde yer alıyor. Meydanın geçmişi 1500’lü yıllara kadar uzanıyor. Plaza Mayor tarihi dönemleri boyunca boğa güreşlerinden futbol maçlarına, pazar yerlerinden idamlara kadar çok çeşitli olaylara sahne olmuş. Plaza Mayor bu tarihi özelliğinden dolayı Madrid gezilecek yerler listesinin ön sıralarda yer alıyor.

Madrid Gezilecek Yerler, Plaza Mayor

Madrid Gezilecek Yerler, Plaza Mayor

Estetik yönü oldukça fazla, sade ama çekici tarihi kırmızı binalar ile çevrili olan bu meydan bu özelliği ile Puerta del Sol Meydanından ayrılıyor. Buranın tarihi yönü daha baskın. Plaza Mayor da Puerta del Sol gibi çok canlı ve turistik bir meydan.  Burada da meydanı çevreleyen birçok geleneksel ürün satan mağaza, dükkan ve restoran var.

Meydanın tam orta yerinde III. Felipe’nin bronz atlı bir heykeli, yanı başında ise kentin en ünlü pazarı olan Mercado de San Miguel yer alıyor.

Mercado de San Miguel

1920 yılına doğru toptan gıda satışı yapmak için hizmet vermeye başlayan bu mekan, yeme içme alanında dünya standartlarına sahip olduğu söyleniyor. Bu özelliğiyle  Mercado de San Miguel de Madrid gezilecek yerler listesinin en başlarına konmayı hak ediyor.

Cephesi ağırlıklı olarak camla kaplanmış olan Madrid’in bu ünlü kapalı pazar yeri, genel itibarıyla şık bir tasarıma sahip. İspanya’nın çeşitli bölgelerini temsil  eden değişik lezzetleri bu pazarda bulmak mümkün. Bu bakımdan çeşitlilik oldukça fazla.

Mercado de San Miguel

Mercado de San Miguel

İspanya mutfağının vazgeçilmezlerinden olan tapas türleri pazarda en çok satılan ürünler arasında. Pazarda şarap başta olmak üzere çeşitli içki çeşitleri de satılıyor. Hazır yiyecekler, taze meyve, sebze, et-balık ürünleri, peynirler de özellikle ilgi çeken yiyecekler arasında.

Ayrıca pazar yerinde ortak bir yeme-içme alanı da bulunuyor. Madridlilerin en sevdikleri aktivitelerden biri de pazardan alışveriş yaptıktan sonra bu alanda yiyip içmek. Hatta et ürünlerini aldıktan sonra alınan etleri burada pişirtebilme imkanı da olduğu söyleniyor.

Madrid’i gezerken Mercado de San Miguel’de yemek molası verileceği gibi buranın hemen güneyinde ve buraya 8 dakikalık yürüyüş mesafesinde bulunan Barrio de La Latina bölgesinde de verilebilir.

Barrio de La Latina

Barrio de La Latina Madrid’in renkli, sıcak ve dinamik bölgelerinden biri. Latin Mahallesi olarak da isimlendirilen bu yer özellikle çok sayıdaki küçük barları ile ön plana çıkıyor. Bu mekanlar daha çok  Mercado de San Miguel’den yürüyerek  Barrio de La Latina’nın merkezine doğru ilerlerken Cava Baja ve Cava Alta sokaklarında sağlı sollu sıralanmışlar.

Barrio de La Latina

Barrio de La Latina

Söz konusu mekanlarda oturup birbirinden lezzetli tapas çeşitlerini tadıp bir şeyler içmek, Madridliler’in ve turistlerin yaptıkları keyifli aktiviteler arasında olduğu söyleniyor. Özellikle akşama doğru canlanmaya başlayan La Latina’da dolaşırken Basilica de San Francisco el Grande gibi katedraller ve tarihi binalara rastlamak mümkün. Dar ve dolambaçlı sokaklarda yer alan bu yerler oldukça dikkat çekici.

Basilica de San Francisco el Grande

1700’lü yıllardan kalma bir bazilika olan Basilica de San Francisco el Grande özellikle iç bölümündeki süslemeler ve eserleriyle ön plana çıkıyor. Neoklasik stildeki dış cephesi oldukça sade ve pek gösterişli olmayan bu kilisenin özellikle iç dekoru dış mimarisine göre daha dikkat çekici.

İç dekoruyla sanki bazilikadan çok bir sanat müzesini andıran bu tarihi dini yapı, daha çok tavandaki süslemeleriyle ziyaretçilerine hayranlık kazandırıyor. Tam bir sanat eseri görünümü sergileyen tavan süslerinin yanı sıra duvarlarında da etkileyici resimler ve detaylar barındırıyor.

Basilica de San Francisco el Grande

Basilica de San Francisco el Grande

Bu bazilikada çok sayıda dini eser de sergileniyor. En çarpıcı detaylar ise Goya ve Zurbaron’a ait dev tablolar. Sanatsal değeri ve estetik görünümleri ile bazilikanın iç ihtişamını pekiştiren tablolar kilisenin sembolleri arasında olduğu söyleniyor.

Ahşap oyuklar, heykeller ve çoğunluğu 17. ile 19. yüzyıllar arası döneme ait olan tablolar görülmeye değer. Ayrıca bazilikanın 6 şapeli ve gösterişli bir ana kubbesi de mevcut. Bu tarihi dini yapının hemen kuzeyinde yepyeni bir dini yapı daha var. Bu yeni yapı buraya 8 dakikalık yürüyüş mesafesinde yer alan Almudena Katedrali.

Almudena Katedrali (Catedral de la Almudena)

Modernizmin oldukça öne çıktığı Almudena Katedrali, 1993 yılında hizmete açılmış. Açılışı II. Papa’nın kutsama törenin hemen ardından yapılan Katedralin inşaatına ise 1800’lü yıllarda başlanmış. Almudena Katedrali’nin, İspanyol tarihinde papanın kutsadığı ilk ve tek katedral olduğu söyleniyor.

Manzarasıyla da ön plana çıkan Almudena Katedrali’nin iç dekorasyonu gotik tarzda yapılmış. Roma stilinden izler de taşıyan yapıya genellikle mermer ve granit kullanılarak estetik bir görünüm kazandırılmış. Roma Katolik Kilisesi olan Katedral, çarpıcı mozaikleri ve katedralin tarihini anlatan müzesiyle de dikkatleri üzerine çekiyor.

Almudena Katedrali (Catedral de la Almudena)

Almudena Katedrali (Catedral de la Almudena)

1800’lü yıllarda inşa edilmeye başlanmasına rağmen ancak 20. yüzyılın sonunda tamamlanabilmiş olan Almudena Katedrali, Neo-Gotik stili ile dışarıdan bakınca katedralden ziyade sanki hemen yanı başındaki Kraliyet Sarayı gibi bir saray görüntüsü veriyor.

Madrid Kraliyet Sarayı (Palacio Real)

Almudena Katedrali’nin 200 metre kuzeyinde yer alan Kraliyet Sarayı, 19. yüzyılda Neoklasik stilde ve taştan inşa edilmiş. 3000 odası bulunan bu saray; içindeki mimari süslemeler, freskler ve bahçeleriyle şehrin en turistik yerleri arasında bulunuyor. Özellikle de büyüklüğü, heykelleri ve tarihi detaylarıyla ön plana çıkıyor.

Bu sarayın özellikle iç kısımları ziyaretçilerin daha çok ilgisini çekiyor. İç mimari özellikler dönem dönem, özellikle sanattaki gelişmelerin etkisiyle değişip yenilendiği söyleniyor. Ünlü sanatçıların freskleri ise sarayın iç dekorasyonunda en dikkat çeken yerler.

Madrid Kraliyet Sarayı (Palacio Real)

Madrid Kraliyet Sarayı (Palacio Real)

Saray başlangıçta kraliyet ailesinin ikametgah yeriymiş. Bu kapsamda bu sarayın taht odası, yemek odası gibi birçok yaşam alanları da gezilecek yerler arasında. Günümüzde daha çok resmi törenler ve davetler için kullanılan Kraliyet Sarayı, Madrid’de gezilecek yerler listesindeki en simge yapılardan biri.

Madrid Kraliyet Saray, 13 hektarlık doğa harikası bir alanda konuşlanmış. Burası yemyeşil park ve bahçeleriyle, yürüyüş yollarıyla keyifli zaman geçirilebilecek bir yer. Bu kapsamda zaman geçirilecekse günün ilk saatlerinde gitmekte fayda var.

Ayrıca sarayın muhafız değişim törenini izlemeye de çok sayıda turistin ilgi duyduğu söyleniyor. Bu törenlerin çoğunluğu Plaza de Oriente meydanına bakan sarayın ana kapısının önünde yapılıyor. Plaza de Oriente meydanı ile komşu olan Teatro Real de Madrid gezilecek yerler arasında.

Teatro Real

İlk kez 1850 senesinde kapılarını ziyaretçilere açan Teatro Real, Madrid’de sanatın kalbinin attığı yer olarak biliniyor. Açıldığı tarihten sonra ara ara kapatılan bu bina 1966 yılında tekrar çeşitli sanat ve kültür etkinliklerine ev sahipliği yapmaya başlamış.

Büyük bir opera binası olan Teatro Real, Kraliyet ailesinin ilk opera binası olmasıyla ünlenmiş. Isabel Meydanı’na bakan bu binada opera ve dans gösterileri, sahne sanatları, konser gibi birçok sanat ve kültür etkinliğini bulmak mümkün.

Teatro Real (Opera Binası)

Teatro Real (Opera Binası)

Yaklaşık olarak 1800 koltuk kapasitesi bulunan opera salonunun iç kısmı ortalama olarak 75.000 metrekare büyüklüğünde olduğu söyleniyor. Madrid’in en ünlü simgesel yapıları arasında yerini alan Teatro Real, turlarla gezilebilir.

Herhangi bir etkinliğe katılmadan da binada dolaşılabilir. Konferans ve sergi salonları ile çeşitli odalar ziyaretçilere açık. Ayrıca binada bir adet kafe ve restoran da var.

Kraliyet Sarayı’nın 750 metre kuzeyinde ve 10 dakikalık yürüyüş mesafesinde Madrid gezilecek yerler listesine eklenmesi gereken bir başka yer de Plaza de Espana.

Plaza de Espana

Bu meydan, 1300 metre uzunluğundaki Gran Via Caddesi’nin batı ucunda yer alıyor. Plaza de Espana; anıt ve heykelleriyle, gökdelenleriyle, gölet ve değişik stillerdeki mimari yapılarıyla, restoranları, park ve tiyatro salonlarıyla Madrid’in simgesel merkezlerinden birisi.

Madrid Gezilecek Yerler, Plaza de Espana

Madrid Gezilecek Yerler, Plaza de Espana

Meydan, özellikle Cervantes Anıtı, dikdörtgen şeklinde olan alışılmışın dışındaki göleti, Sancho Panza ve Don Kişot heykelleri, Edificio Espana ve Torre de Madrid gökdelenlerinde bulunan restoranlarıyla dikkatleri üzerine topluyor.

Plaza de Espana’nın hemen bitişiğinde özellikle tarih meraklıları için tarihi bir tapınak var. Gezip görmeye değer Debod Tapınağı var. Bu tarihi yapı da geldiği yer itibarıyla Madrid gezilecek yerler listesine eklenmeyi hak ediyor.

Debod Tapınağı

Eski bir Antik Mısır tapınağı olan ve tarihi milattan önceki dönemlere dayanan Debod Tapınağı, Mısır Kralı Adikhalamani için yaptırılmış. Bu tapınak 1968 yılında Madrid’e Mısır’dan hediye olarak getirilmiş.

Oeste Park’ta bulunan bu dini tapınak, etrafındaki bahçe ve etkileyici havuzlarıyla görülmeye değer bir uyum içinde gözüküyor. Yüzlerce yıllık bir tarihi olan ve süsleri günümüze kadar iyi korunmuş bu anıt, ziyaret esnasında aynı zamanda harika bir doğa ortamı da sunuyor.

Madrid Gezilecek Yerler, Debod Tapınağı

Madrid Gezilecek Yerler, Debod Tapınağı

1300 metrelik Gran Via Caddesi’nin batı ucunda Plaza de Espana ve Debod Tapınağı yer alırken doğu ucunda ise Circulo de Bellas Artes, Kibele Sarayı ve Plaza de Cibeles’i Madrid gezilecek yerler listesine eklemek gerekir.

Circulo de Bellas Artes

Circulo de Bellas Artes 1880 yılında küçük bir sanatçılar grubu tarafından kurulmuş. Kısaltması CBA olan kültür merkezinde çok çeşitli etkinlik yelpazesi yer alıyor. Bu kültür merkezi bilim, felsefe, plastik sanatlar, edebiyat, sahne sanatları, film gibi çok sayıda etkinlik programı ile Madrid halkı için önemli yerlerden biri.

Kazanç amacı gütmeden faaliyetlerini sürdüren Circulo de Bellas Artes, özel bir sanat ve kültür merkezi olarak dikkat çekiyor. Burası güzel sanatların ve kamu yararının korunması amacıyla kültür sanat alanında çok yönlü çalışmaları Madridlilerle buluşturuyor.

Circulo de Bellas Artes

Circulo de Bellas Artes

Ayrıca Circulo de Bellas Artes’in terası Madrid’de görebilecek en güzel şehir manzaralarından birini sunuyor. Gran Via Caddesi’nin binaları ve genel itibarıyla kentin manzarası bu noktadan harika görünüyor. Terasa kültür merkezinin resepsiyonundan bilet temin alınarak çıkılabiliyor. Bu terasta bir şeyler yiyip içmek için kafe ve restoranlar da mevcut.

Plaza de Cibeles, Kibele Sarayı ve Çeşmesi

Dünyanın dört bir yanından Madrid’e gelen turistlerin en çok ziyaret ettikleri Kibele Sarayı ve önündeki tarihi Kibele Çeşmesi Plaza de Cibeles’te yer alıyor. Türkçe ismiyle Kibele Meydanı olan bu meydan gün boyu süren kalabalığı ile ön plana çıkıyor. Burası aynı zamanda Real Madrid taraftarlarının da kutlama yeri.

Meydanda yer alan Kibele Çeşmesi de güzelliği ile Madrid’in en çok fotoğraflanan tarihi yapıları arasında bulunuyor. Çeşmedeki heykel, aslanların sürdüğü bir arabada oturan Yunan Tanrıçası Kibele’yi tasvir ediyor. Madrid’in simgelerinden biri olan bu çeşme neoklasik tarzdaki mermerlerden yapılmış.

Plaza de Cibeles ve Kibele Sarayı

Plaza de Cibeles ve Kibele Sarayı

Meydanda bulunan Kibele Sarayı da çok turistik bir yapı. Beyaz renkli dış mimarisi ile çok görkemli bir havası olan saray, günümüzde belediye binası olarak kullanılıyor. Ayrıca geceleyin Kibele Meydanında yapılan ışıklandırmalar hem çeşmeye hem de meydandaki diğer yapılara etkileyici bir silüet kazandırıyor

Bu meydan ve çevresinde birçok mağaza ve kafe de mevcut. Bu kafeler gezi esnasında biraz dinlenmek ve bir şeyler atıştırarak meydanı seyretmek için oldukça keyifli bir ambiyans sunuyor. Bu keyifli zaman aralığından sonra meydanın 400 metre doğusunda 5 dakikalık yürüyüş mesafesinde yer alan Puerta de Alcala gezilebilir.

Puerta de Alcala

Eski dönemlerde Madrid’e giriş sağlayan beş kraliyet kapısından birisi olan Puerta de Alcala kralların İspanya’ya gelmesini kutlamak amacıyla 1700’lü yıllarda inşa edilmiş. İspanya Kralı III. Carlos tarafından yaptırılan bu tarihi kapı 30 metre yüksekliğindeki giriş bölümü ile ön plana çıkıyor.

Madrid Gezilecek Yerler, Puerta de Alcala

Madrid Gezilecek Yerler, Puerta de Alcala

Üzerindeki heykeller ve süslemeler ile Madrid’in tarihi dokusunu yansıtan Puerta de Alcala Neoklasik mimaride yapılmış. Aynı zamanda bir anıt kapı olan bu tarihi yapının mimarı ise Francesco Sabatini.

Puerta de Alcala’nın hemen güneyinde yer alan Retiro Parkı ve yine Puerta de Alcala’nın 350 metre kuzeyinde buluna Madrid Ulusal Arkeoloji Müzesi de Madrid gezilecek yerler arasında.

Madrid Ulusal Arkeoloji Müzesi

Avrupa’da çokça bulunan arkeoloji müzelerine benzer bir ihtiyacın doğmasıyla birlikte 1800’lü yıllarda açılmış. Tarihi eserler toparlanarak açılan Madrid Arkeoloji Müzesi’nde arkeolojik buluntular başta olmak üzere çok çeşitli el yazmaları, paralar, eserler, madalya ve önemli ögeler sergileniyor.

İlk açılan müze sonradan geliştirilmiş. İlk müze İlkel Dönem, Orta Çağ, Nümizmatik ve Etnografya olmak üzere 4 bölümden oluşurken günümüzdeki müzede 22 ayrı döneme ve konuya ait binlerce eseri sergileniyor.

Madrid Ulusal Arkeoloji Müzesi

Madrid Ulusal Arkeoloji Müzesi

Müzenin en çok ilgi gören bölümleri arasında ise tarih öncesi dönem, Antik Mısır ve Orta Doğu, Antik Yunanistan, Vizigotlar dönemi İspanyası, Modern Çağlar, Orta Çağ, Hispania ve Nümizmatik dönemine ait eserlerin sergilendiği salonlar yer alıyor.

El Retiro Parkı

El Retiro Parkı, şehrin ortasında devasa bir alana yayılmış çok büyük yemyeşil bir ortam sunuyor.  Burası gün içinde turistlerin sıklıkla gelip dolaştığı bir park. Aynı ilgiyi yerli halktan da fazlasıyla gördüğü söyleniyor. Bu park özellikle sabah sporu, koşu ve yürüyüş için harika bir imkan sunuyor.

Çok büyük olmasıyla dikkat çeken El Retiro’da yaklaşık 15 bin ağacın bulunduğu söylenmektedir. Bu da parkın ne kadar büyük olduğunu gösteriyor. Bu büyük parkta mutlaka görülmesi gereken iki sarayı da mevcut. Bu saraylar Kristal Saray ve Velazquez Sarayı’dır.

El Retiro Parkı, Kristal Saray

El Retiro Parkı, Kristal Saray

Kristal Saray ağırlıklı olarak cam ve metalden yapılmış.  Saray, bu tasarımı ile ilgiyi üzerinde toplamayı başardığı söyleniyor. Parktaki diğer sarayı ise içinde sergi etkinliklerin yapıldığı Velazquez Sarayı. Geçici sergilere ev sahipliği yapan bu saray, 1800’lü yıllarda inşa edilmiş.

Etrafı yapay bir göletle çevrilmiş Balıkçı Köşkü, çeşit çeşit rengarenk güllerin olduğu Gül Bahçesi, Madrid’in 400 yıllık en yaşlı ağacı olan Ahuehuete ve 7. Alfonso Anıtı da bu devasa parkta ziyaret edilebilecek başka yerler arasında.

Thyssen-Bornemisza ve Prado Müzesi ile Centro de Arte Reina Sofia’dan oluşan ve sanat üçgeni diye adlandırılan yer de El Retro’yla birlikte Madrid gezilecek yerler arasında.

Thyssen-Bornemisza Müzesi

İçindeki koleksiyonlarıyla dünyadaki en prestijli sanat merkezlerinden sayılan bu müze, Madrid’in ünlü altın sanat üçgeni arasında bulunuyor. Altın sanat üçgenini oluşturan diğer iki müze ise Prado Müzesi ve Centro de Arte Reina Sofia. Thyssen-Bornemisza Müzesi adını sanata çok düşkün olan ünlü bir iş adamından alıyor.

Thyssen-Bornemisza Müzesi

Thyssen-Bornemisza Müzesi

Bu müzedeki özel resim koleksiyonları hem çağdaş hem klasik eserleri barındırıyor. Burada Picasso, Van Gogh, Bacon, Rubens gibi çok sayıda değerli ve ünlü sanatçının yapıtları sergileniyor. Heinrich-Thyssen Bornemisza’nın özel sanat koleksiyonlarının sergilendiği müzede Fransız heykeltıraş Rodin’in heykellerine sanatseverlerin ilgisinin çok büyük olduğu söyleniyor.

Prado Müzesi

1800’lü yıllarda açılan Prado Müzesi, İspanya Krallık koleksiyonlarını içermesiyle ön plana çıkıyor. Ağırlıklı olarak heykel ve resim müzesi olarak tasarlanan bu müze, Madrid’in en çok ziyaret edilen müzesi olduğu söyleniyor. Üç katlı Prado Müzesi’nde 100’den fazla oda bulunuyor.

Müze sadece İspanyol sanatçıların eserlerine ev sahipliği yapmıyor; dünyaca ünlü birçok önemli şahsın yapıtlarını da galeride görebilme imkanı var. Özellikle El Greco, Goya, Velazquez, Rembrandt, Rubens, Bosch gibi sanatçılara ait resimler müzenin en ilgi çekici eserleri arasında.

Madrid Gezilecek Yerler, Prado Müzesi

Madrid Gezilecek Yerler, Prado Müzesi

Prado Müzesi’nin hemen yanında Centro de Arte Reina Sofia ile Prado arasında yer alan Jardines Botanicos da Madrid gezilecek yerler listesinde. Buralara gelmişken doğanın mucizeleri ile dolu bu etkileyici tarihi bahçeyi görmek gerekir.

Real Jardines Botanicos

1700’lü yıllarda kral IV. Ferdinand’ın emriyle kurulan bu botanik bahçesinin, İspanya’nın en güzel botanik bahçelerinden biri olduğu söyleniyor. Bahçenin 7 adet dış mekan bölümü 5 tane de serası mevcut. Bu seralarda Madrid’in iklimi ile uyumlu olmayan bitki türlerini görmek mümkün.

5000’den farklı bitki türünü ve rengarenk çiçekleri bünyesinde barındıran bu bahçede, 90.000 civarında bitki ve çiçek ile tam 1500 civarında ağaç olduğu söyleniyor. Botanik bahçede Japon bahçesi, süs bitkileri, aromatik-tıbbi bitkiler, tropik bitkiler, meyve bahçesi, gölet, 1800’lü yıllardan kalma ağaç/çalı koleksiyonu gibi gruplandırılmış yeri içeriyor.

Madrid Gezilecek Yerler, Real Jardines Botanicos

Madrid Gezilecek Yerler, Real Jardines Botanicos

Ayrıca İspanya’nın en geniş herbaryumunu(kurutulmuş bitki örneklerinin belli bir sistemle düzenlenerek saklandığı yer) da Jardines Botanicos’ta görme ve buradaki bu kurutulmuş bitkileri inceleme imkanı var. Herbaryumda dünyanın her yerinden toplanıp getirilmiş bir milyondan fazla bitki örneği sergilendiği söyleniyor.

Thyssen-Bornemisza ve Prado Müzesinden sonra altın sanat üçgeninin diğer ayağını oluşturan Centro de Arte Reina Sofia ve Real Jardines Botanicos arasında Madrid’in bir diğer müzesi Caixa Forum Madrid var.

Caixa Forum Madrid

1900’lü yılların başlarından kalma eski bir tren istasyonundan bugünkü modern görünümüne dönüştürülen bu bina müze ve kültür merkezi olarak ziyaretçilerini ağırlıyor. Çok şık bir tasarım örneği sunan müze 2007 senesinden bu yana Madrid’in en modern ve dikkat çekici yapılarından biri haline gelmiş.

Madrid Gezilecek Yerler, Caixa Forum Madrid

Madrid Gezilecek Yerler, Caixa Forum Madrid

Konser, sergi, gösteri, konferans gibi birçok etkinliğin yapıldığı Caixa Forum Madrid sadece kültürel/sanatsal aktiviteleri ve mimarisinin güzelliği ile değil, önündeki ilginç bitki bahçesiyle de büyük ilgi görüyor. 15.000’den fazla sayıda bitki türünü içeren bu bahçenin dikkat çeken özelliği ise dikey şekilde tasarlanmış olması.

Centro de Arte Reina Sofia

İlk olarak hastane olarak inşa edilen bu bina 1990’lı yıllarda ek yapılar inşa edilerek müzeye dönüştürülmüş. Galerileri de genişletilen bina ardından Kraliçe Sofya Ulusal Sanat Merkezi olarak hizmete açılmış. Müzede çağdaş İspanyol sanatının en güzel örnekleri sergileniyor.

Centro de Arte Reina Sofia

Centro de Arte Reina Sofia

Eserleri müzede sergilenen sanatçılar arasında, İspanya ile özdeşleşen dünyaca ünlü ressamlar Pablo Picasso ve Salvador Dali de var. Picasso’nun Guernica ve Mavili Kadın eserleri ile Dali’nin Landscaper ve Cadaques’teki Manzaralar isimli tablolar ziyaretçilerin özellikle ilgi odağı olduğu söyleniyor.

Atocha Tren İstasyonu

Madrid’in simgelerinden biri olan tarihi istasyon 1800’lü yıllarda inşa edilmiş. Şehirdeki en büyük ve aynı zamanda ana tren garı olan Atocha, etkileyici iç ve dış dekoruyla dikkat çekiyor. Atocha Tren İstasyonunu kendi türleri arasından ön plana çıkaran diğer bir özelliği de botanik bahçesi. 400 türden 7.000’i aşkın bitkinin bulunduğu bu bahçe ziyaretçilerine farklı güzellikler sunuyor.

Madrid Gezilecek Yerler, Tren İstasyonu

Madrid Gezilecek Yerler, Tren İstasyonu

Tren istasyonundan Sevilla, Barcelona, Valencia, Granada gibi kentlere ulaşım sağlanıyor. Aynı zamanda şehir içi banliyö trenleri de burada hizmet veriyor. Ayrıca istasyonda kahve içip bir şeyler atıştırılabilecek kafeler ile hediyelik eşya satan dükkanlar da var.

Cevapla