İstiklal Caddesi ve Çevresinde Gezilecek Yerler
İstiklal Caddesi Gezilecek Yerler ve İstiklal Caddesi gezilecek yerler hakkında kısa bilgileri içeren bu yazımızdan önce ya da gerek duyulduğunda, aşağıda linkini verdiğimiz “Beyoğlu Gezi Rehberi” yazısının okunması daha faydalı olacaktır. Söz konusu yazı; Beyoğlu tarihi, Beyoğlu hakkında bilgi, Beyoğlu nerede, Beyoğlu’na nasıl gidilir, Beyoğlu’nda ne yenir, Beyoğlu gece hayatı ve benzeri başlıklardan Gezi Rehberi şeklinde oluşturulmuştur.
- Beyoğlu Gezi Rehberi başlıklı yazıya ulaşmak için tıklayınız...
Bu çok kısa bilgi notundan sonra İstiklal Caddesi gezilecek yerler ve söz konusu yerler hakkında bilgi vermeye başlayabiliriz. Beyoğlu ve İstiklal Caddesi Haritası için tıklayınız…
İstiklal Caddesi Gezilecek Yerler
İstiklal Caddesi, tarihi birikimi ve kültürel çeşitliliği ile ön plana çıkan Dünyanın sayılı caddelerinden birisidir. Bu nedenle İstiklal Caddesi gezilecek yerler listesine dahil edilebilecek birçok kültürel varlık, tarihi mekân, tarihi eser, tarihi yer, tarihi bina ve tarihi yapı mevcuttur. Bu kapsamda gerek şehir içinden, gerekse şehir dışından buraya birçok gezi turları düzenleniyor. İnternette de birçok gezi rehberi mevcut şeklinde hazırlanmış kaynaklar bulunmaktadır. İstiklal Caddesi gezilecek yerler hakkında bilgi vermeye İstiklal Caddesi’nin ana başlangıç bölgesini oluşturan Taksim ve Taksim gezilecek yerler hakkında bilgi vererek başlayalım.
Taksim Gezilecek Yerler
Taksim, İstanbul’un üç önemli ilçesi olan Beşiktaş, Şişli ve Beyoğlu’nu birbirine bağlayan geçiş yollarının kesiştiği bir noktada olması en önemli özelliğidir. İstiklal Caddesi gezilecek yerler ve görülmeye değer yerleri gezmeye Taksim’den başlamak en uygun olan hareket tarzı.
Dünya’daki büyük metropol kentlerinin tamamında büyük bir şehir meydanları vardır. Bu meydanlar, kent halkının ortak kutlama alanları konumundadır. O şehrin insanları; ortak sevinçlerini, protesto ve gösterilerini, çoğu resmî törenlerini bu alanlarda gerçekleştirir. Her ne kadar eski popülerliğini kaybetse de Taksim de İstanbul için böyle bir yer diyebiliriz.
İsmini Meydandaki su taksim deposundan alan söz konusu bölgede, Taksim gezilecek yerler listemize dahil edebileceğimiz birçok tarihi yapı, tarihi eser ve tarihi yer var.
Tarihi yer olarak da önemli bir konuma sahip olan Taksim’de; Taksim Meydanı, Cumhuriyet Anıtı, Maksem, Tarihi Su Deposu, Gezi Parkı, Topçu Kışlası, İstiklal Caddesi, Sıraselviler Caddesi, Surp Hovhan Vosgeperan Kilisesi, Aya Triada Kilisesi, Özel Zapyon Lisesi, Esayan Kız Ermeni Lisesi, Tarlabaşı, Harbiye, Taksim gezilecek yerler listesine dahil edebileceğimiz başlıca yerler arasında. Söz konusu yerler hakkında kapsamlı bilgiler aşağıda linkini verdiğimiz yazımızda yer almaktadır.
- Taksim Gezilecek Yerler hakkında bilgi için tıklayınız…
Taksim gezilecek yerler ve görülmeye değer yerleri gezmeye Cumhuriyet Anıtı’ndan başlayabiliriz. Taksim gezilecek yerler listesindeki son nokta olan Esayan Kız Ermeni Lisesi’ni gezip gördükten sonra İstiklal Caddesi ve çevresinde gezilecek diğer yerleri gezmeye Esayan Kız Ermeni Lisesi’nden sonra devam edilebilir.
Taksim gezisi kapsamında Meşelik Sokak’ta sırasıyla Aya Triada Rum Ortodoks Kilisesi, Özel Zapyon Rum Lisesi ve Özel Esayan Ermeni Lisesini gezip gördükten sonra Meşelik Sokaktan ilk sağa Billurcu Sokağa girip yürümeye devam edip tekrar ilk sağa girdiğimizde Çukurlu Çeşme Sokakta Sainte Pulcherie Fransız Lisesi binası yer alıyor.
Sainte Pulcherie Fransız Lisesi
Adını Roma İmparatoriçesi Azize Pulcheria’dan alan okul, Fransızca ve Türkçe eğitim verdiği, İngilizceyi ise ikinci yabancı dil olarak öğrettiği söyleniyor. Söz konusu okulu görülmeye değer kılan ise binası ve tarihçesi.
Sainte Pulcherie Fransız Lisesi, ilk olarak “Şefkat Rahibeleri” adlı bir sivil toplum kuruluşu tarafından 1846 yılında kurulmuş. Başlangıçta Fransız Konsolosluğu yanında bulunan Fransız hastanesinde faaliyete geçmiş.
Öğrencilerin yaptığı gürültüden hastaların rahatsız olması üzerine, 1884 yılında, hastaneye ait başka bir binada faaliyetine devam etmiş. Birinci Dünya Savaşı’nın başlamasıyla birlikte, 1914 yılında, rahibeler ülkelerine gitmiş. O yıl söz konusu okulda 554 kız öğrenci ile 15 rahibe varmış.
Rahibeler, savaş bittikten bir yıl sonra 1919 yılında tekrar geri dönmüşler. Bıraktıkları hiçbir şey yerinde değilmiş. İtalyan Cizvit Papazları tarafından, 1890 yılında yapılan, şu anki okul binası rahibelere tahsis edilmiş. Okul tekrar 5 rahibe ve 630 öğrenci ile faaliyete başlamış.
1927 yılında söz konusu okul, Türk Hükümeti tarafından da kabul edilmiş. 2000 yılına kadar kız ortaokulu ve lisesi olan Sainte Pulcherie Fransız Lisesi, bu tarihten itibaren erkek öğrenci de almaya başlamış. 1 yılı Fransızca hazırlık, 4 yılı ise lise olan okul, Türkiye’de ki diğer Fransızca eğitim veren okullar gibi Galatasaray Üniversitesi’ne özel bir kontenjana sahip olduğu söyleniyor.
Çukurlu Çeşme Sokaktan devam edip ilk solda bulunan Tel Sokağa girdiğimizde Sainte Pulcherie Fransız Lisesi’ne 100 metre kadar mesafede halen Beyoğlu Halk Eğitim Merkezi olarak hizmet veren Eski Beyoğlu Spor Kulübü Binası yer alıyor. Buranında ayrı bir hikayesi var.
Beyoğlu Spor Kulübü
Beyoğlu Spor, 1914 yılında Kostas Vasiliadis ve birkaç arkadaşının girişimiyle başlangıçta Pera Kulübü olarak kurulmuş. Rum azınlıklarının kulübü olan Pera Kulüp, Birinci Dünya Savaşında pek faaliyet gösterememiş. İstanbul işgal edilince, İstanbul Pazar Ligine dahil edilmiş. 1919-1922 işgal yıllarında, işgal kuvvetleri tarafından müsamaha gösteriliyor gerekçesiyle, tüm maçları olaylı geçiyormuş.
Pera Kulübü oyuncuları ve yöneticiler maçlardaki olaylar nedeniyle 1922 yılında Türkiye’yi terketmişler ve Atina’da Atina AEK Kulübünü kurmuşlar. 1923 yılında ise Pera Kulübünün yerine Beyoğlu Spor Kulübü kurulmuş. Uzun yıllar Türkiye Süper Liginde Mücadele eden Beyoğlu Spor kulübü, daha sonra düşüşe geçmiş. Söz konusu kulüp, halen bu yazının yazıldığı dönemde, İstanbul Birinci Liginde mücadelesine devam ediyordu.
Tel Sokaktan hep sağ tarafı takip ederek, 180 metre kadar yürüdükten sonra, Hasnun Galip Sokak ve Galatasaray yönetim kurulunun eski binası var.
Hasnun Galip Sokak
İstiklal Caddesine paralel bir sokak olan Hasnun Galip Sokak, ismini, 1915 yılında Çanakkale’de şehit olan Hasnun Galip adlı kişiden almaktadır. Hasnun Galip, 1909 yılında Galatasaray Spor Kulübüne üye olmuş ve bir paşa çocuğu olmasına rağmen gönüllü yedek subay olarak Çanakkale Savaşı’na katılmıştır.
Bu sokakta Galatasaray Spor Kulübü’nün bir de eski binası vardır. 2004 yılına kadar, Galatasaray SK’nün kulüp merkezi olarak hizmet yapan binanın, yapım tarihi, bilinmemektedir. Ancak 1925 yılında söz konusu bina, Galatasaray SK tarafından kiralanmış, 1938 yılında ise yine aynı kulüp tarafından satın alınmıştır.
Hasnun Galip Sokak’ta 50 metre kadar yürüdükten sonra Büyük Parmakkapı Sokağına çıkıldığı yerde Beyoğlu’nun en önemli hanlarından birisi olan Afrika Han yer alıyor.
Afrika Han
Büyük Parmakkapı Sokak ve Küçük Parkapkapı Sokak arasında geçit görevi de yapan Afrika Han, 2. Abdulhamit’in mabeyincisi Ragıp Paşa tarafından, 1910 yılında yapılmış. Ragıp Paşa, Osmanlı İmparatorluğu’nun Afrika, Avrupa ve Asya hakimiyetini simgelemek için Afrika Han’ın haricinde, Rumeli Han ve Anadolu Han’ı da inşa ettirmiş. Söz konusu hanlar hakkında bilgiler ise müteakip maddelerde yer almaktadır. Bu hanı, Beyoğlu gezilecek yerler listesindeki mevcut hanların en başına koyabiliriz.
Ortasından yukarı doğru bakınca hac biçimi bir Avlusu da olan Afrika Han, Neo-Klasik bir mimari tarzında yapılmış. (Neo-Klasik: 19. yüzyıl sonu ile 20.yy. başında başlayan, Eski Türk ve İslam Sanatından alınmış mimari ve süsleme öğelerinin kullanılması ile ortaya çıkmış ilk ulusal akım.)
Afrika Han ile aşağıda bilgileri mevcut olan Rumeli Han ve Anadolu Han’ı da inşa ettiren Ragıp Paşa, renkli yaşamayı seven bir devlet adamıymış. Kırklareli Umurca’da kurulan ilk rakı fabrikasını da Ragıp Paşa yapmış.
Büyük Parmakkapı Sokak’tan İstiklal Caddesi tarafına 50 metre kadar yüründüğünde, İstiklal Caddesine çıkılıyor. İstiklal Caddesindeki bu noktadan 100 metre kadar sağa Taksim tarafına doğru yürüdüğünüzde İstiklal Caddesi üzerinde Dünya ve Fitaş Sinemaları, yine aynı noktadan direk karşıya geçip Mis Sokak istikametinde 80 metre kadar yürüdüğünüzde de sağ tarafta, Mis Sokak üzerinde İnci Pastanesi var.
Dünya ve Fitaş Sinemaları
Eskiden Beyoğlu dendiğinde sinemalar akla gelirmiş. Hatta Beyoğlu’nun tarihi, sinemalarımızın tarihidir bile deniyor. Beyoğlu’nun Pera diye anıldığı dönemlerden başlayarak, günümüze kadar, bölgede pek çok sinema açılmış. Bugüne kadar bazıları devam etmiş, bazıları da mağaza, büfe, eczane ve benzeri işletmelere dönüşmüş.
Günümüzde AFM sinemalarının bulunduğu yerde, 1919-1950’li yıllar arasında Kozmagraf Sinemaları yer alıyormuş. Daha çok gelir düzeyi düşük kimselere hitap eden söz konusu sinemalarda, ikinci vizyon filmler gösteriliyormuş. 1960’lı yılların sonunda Dünya ve Fitaş sinemaları burada, faaliyetine başlamış. Günümüzde ise söz konusu sinemalar halen AFM Fitaş olarak gösterimlerine devam ediyor.
İnci Pastanesi
Profiterolü ile ünlü İnci Pastanesi; ilk olarak 1944 yılında Luka Zigoris tarafından, Beyoğlu İstiklal Caddesi’nde 124 numaralı tarihi binada hizmete başlamış. Adı Cercle d’orient (Serkildoryan) olan söz konusu bina tadilata girince, İnci Pastanesi, mahkeme kararıyla 2012 yılında tahliye edilmiş ve bugünkü yerinde hizmet vermeye başlamış. Pastanenin bugünkü işletmecisi, pastaneye ilk adımını 1960 yılında ve 12 yaşında atmış. Herkesin damak zevki farklı ama biz Profiterolünü beğendik. Beyoğlu gezilecek yerler ziyaretinde, burada bir mola verilebilir.
İnci Pastanesinden tekrar İstiklal Caddesine çıkıp, sağa Galata tarafına doğru 100 metre kadar yürüyünce, İstiklal Caddesi sağ kenarında sırasıyla; Rumeli Han ve Hüseyin Ağa Cami yer alıyor.
Rumeli Han
Afrika Han gibi Osmanlı İmparatorluğu’nun Afrika, Avrupa ve Asya hakimiyetini simgelemek maksadıyla Ragıp Paşa tarafından yapılan Rumeli Han, başlangıçta konak olarak yapılmış. Daha sonra iş hanına dönüştürülmüş. Beş katlı olan söz konusu hanın, elektrik mimarisinin; 1800’lü yıllar için güzel bir örnek olacağı söyleniyor.
Üç bloktan oluşan Rumeli Han’ın İstiklal Caddesi, Mayacı ve Öğüt sokaktan olmak üzere üç girişi mevcut.
Ağa Camisi ve Şadırvanı
Kagir çatılı, tek şerefeli ve tek minareli olan Ağa Camisi, Beyoğlu gezilecek yerler listesindeki tek cami. Galatasaray Ağalarından Hüseyin Ağa tarafından 1594 yılında yaptırılmış olan söz konusu cami, 2. Mahmut tarafından 1834 yılında yenilemeye tabi tutulmuş. Bu yenilemede, birçok değişikliğe uğramış. Caminin kiremit olan çatısı, 1934 yılında kurşunlu kaplanmış, çevre duvarları da yenilenmiş.
Dış cephesi oldukça sade olan Ağa Cami’nin içi, Kütahya çinileri ve vitraylarla oldukça süslü gözükmektedir. Caminin avlusunda ise sanat değeri yüksek olan ve Mimar Sinan’a ait bir şadırvan bulunmaktadır. Bu şadırvanın, Okmeydanı’nda yer alan Sinan Paşa Cami’nden getirildiği söylenmektedir.
Ağa Cami’nin bulunduğu Atıf Yılmaz/Sakızağacı Caddesi’nde, Tarlabaşı Bulvarı istikametinde 60 metre civarında yüründüğünde hemen sol tarafta Surp Asdvadzadzin Ermeni Katolik Kilisesi yer alıyor.
Surp Asdvadzadzin Ermeni Katolik Kilisesi
Kilisenin bulunduğu arazinin sahibi Boğos Amira Bilezikçi, bu araziyi 1838 yılında Patrikliğe hibe etmiş. Hibe işlemlerinden sonra söz konusu arazinin içerisinde bulunan ahşap binalar onarılıp tadilatlar yapılmış. Ardından Fransız Rahipleri Birliği yönetiminde okul olarak kullanılmaya başlanmış. Söz konusu okul 1863 yılında yıkılmış.
Bütün servetini, yeni bir kilise ile epikopos malikanesi ve rahiplerin kalacağı bir mesken inşa etmek için kullanmak isteyen Mısırlıyan adlı kişi 1862 yılında ölmüş. Mısırlıyan’ın kızları Lusi ve Sofi babalarının bu vasiyetini yerine getirmek için yıkılan okulun yerine Patrikahane binası, rahip odaları ve kilise inşa etmişler. Söz konusu kilise, 1866 yılında ibadete açılmış.
1870 yılında Beyoğlu’nda çıkan büyük yangında, Patrikhane binası büyük hasar görmüş. Kilise ise çan kulesi ve localar hariç pek zarar görmemiş. Yangında zarar gören bina ve bölümler ise 1880-1881 yılları arasında tekrar onarılmış.
Kiliseyi gördükten sonra Atıf Yılmaz/Sakızağacı Caddesi’nden Tarlabaşı Bulvarı istikametinde 30 metre kadar yürümeye devam edildiğinde ilk solda Küçük Bayram Sokak var. Hiçbir yere sapmadan Küçük Bayram Sokakta hep sol taraftaki yolları takip ettiğinizde önce Yeşilçam Sokak, ardından da tekrar İstiklal Caddesine çıkılmış olunuyor.
Küçük Bayram ve Yeşilçam Sokak
Küçük Bayram Sokak’ta diğer sokaklara nazaran farklı bir atmosfer var. Devamındaki Yeşilçam sokağı ise 1980 öncesi Türk sinemasının kalbi durumundaymış. 1980 öncesi çoğu film şirketinin yazıhaneleri burada bulunuyormuş. Bu nedenle de Türk sineması kısaca Yeşilçam diye anılmaya başlanmış.
Yeşilçam Sokaka’tan tekrar İstiklal Caddesine çıktığımız noktanın hemen solunda restore edilerek alışveriş merkezine dönüştürülmüş tarihi bir bina, sağında ise Cercle D’orient adlı bir başka tarihi bina var.
Cercle D’orient Binası Serkldoryan
1884 yılında yapılan bu görkemli tarihi yapının mimarı, Alexandre Vallaury olduğu söyleniyor. Zamanında binanın asma katında lüks bir lokanta, alt katında ise dönemin ünlü dükkanları, terzileri, gömlekçileri ve berberleri bulunuyormuş. Bu tarihi binayı Beyoğlu gezilecek yerler listesinin en başlarına koyabiliriz.
Bu tarihi binanın hemen karşısında Anadolu Pasajı, bu pasajın hemen yanında da bir başka tarihi yapı olan Halep Pasajı var.
Anadolu Pasajı
Ragıp Paşa’nın yaptırdığı hanlardan biri olan Anadolu Pasajı, 1800’lü yıllarda yapılmış. Günümüzde ise büyük bir ayakkabıcı firmasına ev sahipliği yapıyor. Pasaj, eskiden tarihi restoranlara ve çikolatacı dükkanlarına ev sahipliği yapıyormuş.
Piyami Safa, Elif Naci, İbrahim Çallı ve benzeri ünlü kişiler söz konusu restoranların müdavimiymiş. Ayrıca ilk kurulduğu yıllarda mefruşat ve manifatura mağazalarıyla da ünlüymüş.
Halep Pasajı
Diğer bir adı Cite de Alep olan Halep Pasajı, Arap Hacar ailesi tarafından 1885 yılında yapılmış. Hacar ailesinin Halepli olması nedeniyle bu pasaj, Halep Pasajı olarak anılmaya başlanmış. Pasajın İstiklal Caddesi tarafındaki giriş kapısının üzerindeki çıkıntının hemen altında bir takım harfler var. Bu harflerden, sol taraftaki harflerle Latin, sağ taraftaki harflerle ise Arapça olarak, tarihi binanın yapılışında “Cite d’Alep” yazılmış. Tarihi yapının ikinci katının pencereleri üzerindeki alınlıklara, insan başı kabartmaları yerleştirilmiş.
Halep Pasajı’nın arka tarafına, yapım yılını takip eden yıllarda, Pera Sirk kurulmuş. bU sirk, 1904 yılında çıkan yangında yanarak yok olmuş. Ardından söz konusu sirk alanına tiyatro binası şekli verilmiş ve Varyete Tiyatrosu olarak hizmete başlamış. Cumhuriyetin ilk yıllarında, Varyete tiyatrosu, Fransız tiyatrosu olarak anılır olmuş. Söz konusu tiyatro, 1942 yılından sonra ses sineması ve tiyatro olarak hizmete devam etmiş. 1963 yılında ise Dormen tiyatrosu adını almış, 1972 yılında ise sinemaya dönüştürülmüş. Ferhan Şensoy Tiyatrosu da bu tarihi binanın içinde yer alıyor.
1984 yılında ön cephesi hariç tamamen yıkılan ve yeniden yapılan Halep Pasajının tam karşısında ise Atlas Pasajı yer alıyor.
Atlas Pasajı
1877 yılında yapılan Atlas Pasajı, İstiklal Caddesi ve Çeşme Sokağında birer tane olmak üzere iki girişe sahip. Söz konusu pasaj, yapım yılından sonra geçirdiği yangınlar nedeniyle, 1900 yılında, restore edilmiş. Günümüzde pasajın içerisinde 50’den fazla mağazanın olduğu söyleniyor.
Atlas Pasajından İstiklal Caddesine çıkıp, Galata tarafına doğru 75 metre yüründüğünde sağ tarafta Çiçek Pasajı var.
Çiçek Pasajı
Beyoğlu’nun en süslü ve gösterişli binalarının en başlarında yer alan Çiçek Pasajını, Beyoğlu gezilecek yerler listesinin en başına koyabiliriz. Söz konusu pasajın yapım tarihine kadar, mevcut yerinde, Naum tiyatrosu hizmet vermiş. Theatre de Pera olarak da adlandırılan söz konusu Naum tiyatrosu, 1844 yılında yapılmış. Kendi zamanında Avrupa’nın sayılı kültür merkezlerinden biri olan Naum Tiyatrosu’na Sultan 1. Abdulhamit ve Sultan Abdulaziz de tiyatro seyretmeye geliyormuş.
1870 yılında meydana gelen büyük Beyoğlu yangınında Naum tiyatrosu yanmış. Daha sonraki süreçte arazisini de Rum bir banker olan Hıristaki Zoğrafos satın almış. Söz konusu arazinin üzerine Hıristaki tarafından İtalyan Mimarlara 1876 yılında bir bina yaptırılır. 24 dükkânı 18 lüks dairesi bulunan bu tarihi binaya, Cite de Pera, dükkanların bulunduğu pasaja da Hristaki Pasajı adı verilmiş. Söz konusu pasaj, o günlerde kendi dalında meşhur olmuş birçok ünlü tütüncüye, pastacıya, fırıncıya, terziye, çiçekçiye ev sahipliği yapmış.
1908 yılında Sadrazam Sait Paşa, söz konusu binayı satın almış ve ismi de Sait Paşa geçidi olarak değiştirilmiş. 1940’lı yıllarda bu tarihi binaya, yoğun bir şekilde çiçekçiler yerleşmeye başlamış. Bu yüzden zamanla pasajın adı, Çiçekçiler Pasajı’na dönüşmeye başlamış.
1950’yıllardan sonra pasaja meyhaneciler yerleşmeye başlamış. Meyhanelerin açılmasıyla birlikte, gürültüden rahatsız olan apartman sakinleri, başka yerlere taşınmaya başlamışlar. Zamanla çiçekçiler de pasajı terk etmiş geriye sadece pasajın adı olan Çiçekçiler Pasajı kalmış.
İki giriş kapısı olan Çiçek Pasajına İstiklal Caddesinden girip diğer kapıdan çıkınca Balık Pazarı olarak anılan Sahne Sokağa çıkıyorsunuz. Balık Pazarı çıkışının tam karşısında ise Aynalı Pasaj/Avrupa Pasajı yer alıyor.
Avrupa Pasajı / Aynalı Pasaj
Yirmi iki dükkândan oluşan Avrupa Pasajı, her dükkân arasına konmuş olan aynalar nedeniyle Aynalı Pasaj diye de isimlendirilmiş. Pasajın yapım tarihinden önceki yerinde, sirk gösterilerinin yapıldığı, Palais de Fleurs, varmış. Söz konusu yerin gerçek sahibi Mr. Scribe, 1861 yılında, Palais de Fleurs yerine, burada Jardin des fleurs adında bir tiyatro açmış. Söz konusu tiyatro da 1870 Beyoğlu yangınında yanmış. Yanan bu tiyatronun yerine bugünkü pasaj yapılmış. Zemini mermer olan pasaj, 22 dükkân olarak inşa edilmiş. Üst kısmının tamamı camla örtülmüş olan pasaj, zemin katlarının üzerine iki kat olacak şekilde inşa edilmiş.
Avrupa Pasajı’nın tam da Avrupa’dan kopya edildiği, Londra’da yer alan Burlington Arcade’den örnek alındığı söyleniyor. Aynalı Pasajdan tekrar geri balık pazarının bulunduğu sahne sokağa çıktığımızda sol tarafa, Nevizade tarafına doğru 30-40 metre kadar yürüdüğünüzde hemen sağ tarafta sadece giriş kapısı gözüken Üç Horan Ermeni Kilisesi mevcut.
Üç Horan Ermeni Kilisesi
Büyük bir avlunun içerisinde yer alan Üç Horan Kilisesi, 1938 yılında yapılmış. Yapımından önce aynı yerde, değişik tarihlerde, kilise ve okullar yapılmış. İlk olarak burad ahşap bir Rum kilisesi varmış. Bu Rum kilisesini Ermeniler 1515 yılında satın almış. Ermeniler söz konusu kilisenin yerine Surp Echmiadze ismiyle bir Ermeni İlkokulu açmışlar. Bu okul, daha sonraki yıllarda kiliseye çevrilmek üzere II. Mahmut’tan bir ferman alınmış. Ardından da söz konusu okul, 1807 yılında Ermeniler tarafından kiliseye çevrilmiş. Bu kilise de 1810 yılında yanmış ve uzun süre harabe olarak kalmış.
1836 yılında II. Abdülhamit’in verdiği fermanla ve de Ermeni cemaatinin maddi yardımıyla söz konusu harabe binaların yerine bugünkü Üç Horan Kilisesi inşa edilmiş. 1870 yılındaki Beyoğlu yangınında geçirdiği yangından sonra bu kilisenin ahşap aksamları kâgir olarak yenilenmiş. 1896 yılında ise kilisenin çevresine ruhban sınıfı için lojman ve idari binalar ile bir okul inşa edilmiş. Üç Horan Kilisesi 1907 ve 1989’da tekrar onarımlardan geçirilmiş. Tamamen batı kiliseleri tarzında yapılmış olan söz konusu kilisenin iç mekân süslemeleri için, çok miktarda mermer ve altın varak kullanılmış.
Üç Horan Kilisesi’nden tekrar Balık Pazarı’nın bulunduğu Sahne Sokak’a çıkıp, sağa doğru 40 metre daha yüründüğünde hemen sağda Nevizade Sokak başlıyor.
Balık Pazarı / Sahne Sokak
Kuruluşu, 1800’lü yılların ortasına yani Abdülaziz dönemine dayanan Tarihi Balık Pazarı, Beyoğlu ve İstiklal Caddelerinin olmazsa olmaz mekanlarından birisidir. Geçmiş tarihi sürecinde balıkçıların, lakerdacıların, mezecilerin ve çiçekçilerin yoğunlukta olduğu Pazar, günümüzde sayıları azalmış olsa da geleneksel hizmetlerini vermeye devam etmektedir. Yabancı turistlerin ilgisi arttığından, turistik eşya satan dükkanlar da her geçen gün artmaktadır.
Nevizade
Beyoğlu eğlence merkezinin kalbinin attığı yer denebilecek olan Nevizade; Sahne Sokağın batısı, Nevizade Sokak, Kameriye Sokak ve Balo Sokağının Nevizade Sokak ile birleştiği yer denebilir. Söz konusu yerde birçok, bar, restoran, meyhane, kafe, canlı müzik yapan mekanlardan oluşmaktadır. İstiklal Caddesi ve Beyoğlu gezisinde burada bir mola verilebilir ya da burada bitirilebilir.
İstiklal Caddesi ve çevresindeki gezilecek yerleri ve görülmeye değer yerleri detaylı bir şekilde gezilmek istenirse bir günde gezilmesi imkânsız. Başka bir gün, Beyoğlu ve İstiklal Caddesi gezilecek yerler ve görülmeye değer yerler gezisine, Galatasaray Lisesi önünden başlayarak devam edilebilir. İstiklal Caddesinin bu son ve üçüncü bölgesinde, Galata kulesi ve Tünel’e kadar olan bölümde de birçok gezilecek yer var.
Galatasaray Lisesi, Galatasaray Postanesi, Sinema ve Tiyatro Müzesi, Cezayir Sokak, Apelyan Apartmanı, Gül Baba Türbesi, Masumiyet Müzesi, Küçük İtalyan Katolik Kilisesi, Beyoğlu’nda bir katedral St. Antonio,Panyia Rum Ortodoks Kilisesi Hasopolo, Kostümcüler Pasajı ve Şapkacı Madam, Pera Müzesi, Beyoğlu’nun gözbebeği Pera Palas, Asmalı Mescit, Narmanlı İş Hanı / Kedili Bahçe / Eski Rus Konsolosluğu / Narmanlı Yurdu Tünel ve Tünel Meydanı Galatatasaray Lisesi ile Galata Kulesi arasında yer alan İstiklal Caddesi gezilecek yerler ve görülecek yerlerden bazıları.
Söz konusu yerler hakkında kapsamlı bilgiler aşağıda linkini verdiğimiz yazımızda yer almaktadır.
- Galata Gezilecek Yerler hakkında bilgi için tıklayınız…
Beyoğlu gezilecek yerler kapsamında Galatasaray Lisesi ile Galata Kulesi arasındaki gezilecek yerleri gezmeye Galatasaray Lisesi’nin önünden başlanabilir.