Ürdün’ün Tarihi
Ürdün’ün Tarihi adlı bu içerik, Ürdün hakkında yazılmış kitaplardan ve gezi bloklarından yararlanılarak yazıldı. Ayrıca internette mevcut bir çok kaynak da incelendi. Bu çalışmalar neticesinde bu içerik, çok kısa ve özet bilgi notu şeklinde hazırlandı.
Asya, Avrupa ve Afrika’nın kesişiminde bulunan Ürdün, Eski Taş Çağına kadar uzanan bir tarihi olduğu söyleniyor. Yani insanlığın varlığından itibaren bu ülkede yaşam hep olmuş. Ürdün’ün tarihi sürecini daha iyi anlayabilmek için süreci kısa kısa bölümlere ayırmak, anlamayı daha mümkün kılacaktır.
Çok Eski Dönemde Ürdün
Ürdün’ün tarihi Antik tarihin başladığı MÖ 3000’li yıllara kadar dayanıyor. Bu dönemde bu ülke toprakları insani bakımından sürekli ıssız bir bölgeymiş. Sonrasında ise etrafında kalabalık ve yüksek uygarlıklar kurulmaya başlanmış. Ardından Arap Yarımadasından gelen göçmen Arap Kabilelerinin yerleşim yeri olmaya başlamış. Her kabile bir bölgeyi yurt edinmiş ve birbirlerinden ayrılmaya başlamışlar. Ancak bu ayrışmaya rağmen hep dost kalmışlar. Böylece MÖ yaklaşık 2000 yılında Ürdün’de ilk düzenli yerleşim başlamış.
Enbad Arapları Dönemi
Ürdün’ün tarihi sürecinde bilinen ilk krallık olan Enbad Krallığı, milattan sonra 106 yılına kadar hüküm sürmüş. Bu krallık genellikle taşlık ve kayalık bölgelerde yaşamışlar. Merkezi bölgesi ve başkenti ise aşılması zor yüksek dağlar anlamına gelen “Petra” olduğu söyleniyor.
Söz konusu krallığın soyunun nereden geldiği tarihçiler arasında ihtilaf yaratmış. Bazı tarihçiler bu krallığın soylarının Hz. İsmail’in en büyük oğlu Neboioth’tan geldiği söylüyor. Bazı tarihçilerin ise Irak tarafından gelip Filistin’den bağımsızlığını kazanan ve Petra’ya yerleşen Nubahaz Nasrlılar olduğunu iddia ediyor. Bir kısım tarihçi de yiyecek ve ziraat yapmak üzere Yemen’den geldiği tezini savunuyor.
Roma ve Bizanslılar Dönemi
Romalılar milattan sonra 62 yılında Suriye, Filistin ve Ürdün bölgesini işgal etmeye başlamışlar. Roma hükümdarı Trajan, Enbad devletini 106 yılında Roma imparatorluğuna bağlamış. Roma dönemi tarihi süreçte Ürdün’ün istikrar ve barış dönemi olarak tarihe geçmiş. Bu dönemde birçok yapı inşa edilmiş, gelişmeler sürekli devam etmiş, nüfus artmış ve aynı şekilde Hristiyanlık da din olarak kabul edilmiş.
Bu dönemde mozaiklerle süslenmiş birçok kilise inşa edilmiş. Bu kiliselerin içerisine dünyanın en değerli ve en güzel mozaik levhaları yapılmış. Bunların en dikkat çekeni ise kutsal toprakların en eski haritası özelliğini taşıyan ve özellikle de Kudüs’ün o zamanki haritasını gösteren Medaba’daki mozaik haritadır.
400 yıl süren Roma hakimiyeti döneminde bölgede Romalılar ile Sasaniler arasında savaşlar meydana gelmiş. Bu savaşlarda Arap kabileleri Romalıları dost kabul ederek Romalıların saflarında savaşa da katılmışlar. Ancak 542 yılındaki büyük veba salgını, Ürdün halkının büyük bir kısmını yok etmiş. Ardından Sasaniler 614 yılında halkın geri kalanını da yok ederek bölgeyi hâkimiyeti altına almış.
15 yıl Sasani işgali altında kalan Ürdün, İslamiyet’in yükselişiyle el değiştirmiş. Hz. Muhammed’in bizzat katıldığı Tebük savaşında, Sasanilerle birlikte Romalılar da bölgeden çekilmiş. Böylece Ürdün Arap İslam hakimiyetine girmiş.
Arap İslam Hakimiyeti
Ürdün, dört halife döneminin 661 yılında sona ermesiyle birlikte Muaviye’nin kurduğu Emevî devletinin hakimiyetine girmiş. Ardından sırasıyla; 749 yılında Abbasi devletinin, 969 yılında Fatımilerin, 1100’lü yıllarda Haçlıların, 1187 yılından itibaren yine sırasıyla Eyyubilerin ve Memlükler’in hakimiyetine girmiş.
Bu dönemde Ürdün, ticaret kervanlarının ve kutsal topraklara göç etmek isteyen hacılar için bir uğrak merkezi haline gelmiştir. Aynı şekilde bu dönem de hacca giden hacıları için yol üzerine hanlar ve kervansaraylar kurulmuş, böylece iletişim ve ticaret yolları geliştirilmiş.
Yine bu dönemde, haçlı savaşlarında haçlılardan korunmak için, ayrıca diğer yıllarda Kudüs’e ve Mekke’ye giden belirli yolları korumak amaçlı Ürdün’de birçok kale yaptırılmış. Bunlar arasında, tarihi Bizans İmparatorluğu’na kadar uzanan Ezrak (mavi) kalesi ve sanatsal tarzı ile öne çıkan Rebat Kalesi bulunmaktadır.
Osmanlı Dönemi
Yavuz Sultan Selim, 1516 yılında yapılan Mercidabık savaşında Memlüklülerin Ürdün hakimiyetine son vermiş. Böylece Ürdün toprakları Araplardan Osmanlıların eline geçmiş. 1831 – 1840 yılları arasında 9 yıl Mısır hükümdarı Kavalalı Mehmet Ali Paşa hakimiyetinde olan Ürdün, Birinci Dünya Savaşına kadar 400 yıl gibi bir süre Osmanlı egemenliğinde kalmıştır. Bu süreçte Osmanlılar da Ürdün’e Hicaz demiryolu projesi gibi bir çok katkı sağlamıştır.
Çağdaş Tarihi
Osmanlı İmparatorluğu Birinci Dünya Savaşından yenik çıkınca Ürdün, Filistin’i de hakimiyetine alan İngilizlerin eline geçer. Büyük bir imparatorluk yönetmekte olan İngiltere doğrudan yönetimin ne kadar yanlış bir yöntem olduğunu bildiğinden 1921’te Mavera-i Ürdün (Transjordan) emirliğini kurar ve başına da yönetmesi için 1. Abdullah’ı getirir. İngiltere 1946’de Ürdün’e bağımsızlık vermeye karar verir ve I. Abdullah kral olur.
1948 yılında İsrail’in kurulması ile Arap – İsrail savaşları başlar. Ürdün kralı Kral Abdullah, Filistin’in kendilerine verilmesi karşılığında kendi topraklarında otonom bir Yahudi eyaleti kurulmasını İsrail’e önerir. İsrail’den cevap gelmeyince Lübnan’ı işgal eder. Lübnanlı Arap kimliğine baskı yapmaya başlaması nedeniyle kral tepki çekmeye başlar. Ve bir Cuma namazı çıkışı bir Filistinli tarafından öldürülür.
Kral Abdullah’ın öldürülmesi üzerine yerine oğlu Ürdün Kralı olur. Ancak bir yıllık krallığının sonucunda akıl hastası olur ve İstanbul’a tedaviye gelir. 1953 yılında Kral Abdullah’ın diğer oğlu Hüseyin Kral olur. 1957 yılında ise İngiltere ülkenin yönetim etkinliğinden tamamen çekilir.
Ürdün Hakkında Diğer Bilgiler:
Ürdün’de ne yenir bilgisi için tıklayınız…
Ürdün hakkında önemli bilgiler için tıklayınız…
Ürdün’de gezilecek yerler hakkında bilgi için tıklayınız…
Beş günlük Ürdün gezi programı ve gezi rotası için tıklayınız…