ad itemscope itemtype="http://schema.org/WebSite"> Ürdün Gezilecek Yerler | Gezi Bilgileri

Ürdün Gezilecek Yerler

Ürdün Gezilecek Yerler hakkında çok kısa bilgilerin verildiği bu içerik, güvenilir internet siteleri ve gezi bloklara ile google harita incelenerek özet şeklinde hazırlanmıştır. İnternetten ve diğer kaynaklardan daha kapsamlı ve daha geniş bilgi edinilebilir.

Irak, Suriye ve İsrail gibi Ortadoğu’nun güvenlik tehdidinin yoğun olduğu istikrarsız bir bölgede yer alan bu ülke, Arap ülkeleri içerisinde en huzurlu ve en stabil bir ülke. Turistler için Türkiye’den bile daha güvenli olduğu söyleniyor. Hem şeriatın hem de medeni kanunu hüküm sürdüğü bu ülkede, isteyen bu iki usulden hangisini tercih ettiyse mahkemelerde onunla yargılanıyormuş. Değişik…

Ürdün Gezilecek Yerler

Araba kiralayarak gezmenin daha kolay olacağı Ürdün’de, tüm gezilecek yerler; ülkenin kuzeyinde yer alan başkent Amman ile güneyinde yer alan Akabe arasındaki yol hattında bulunuyor. Bu iki kent arasındaki mesafe araçla 330 km civarında.

Ürdün Gezilecek Yerler

Ürdün Gezilecek Yerler

Amman, Jerash Antik Kenti, Bethani, Lut Gölü (Dead Sea), Nebo Dağı, Medeba, Wadi Mujip, Kerak Kalesi, Wadi Dana, Petra Antik Kenti, Akabe, Hicaz Demiryolu Tarihi Treni, Wadi Rum, Ürdün’de gezip görülmeye değer başlıca yerler.

Amman

Ürdün’ün başkenti Amman; Ürdün’ün en büyük şehri. Bu kent aynı zamanda bu ülkenin ticaret, kültürel ve siyasi merkezi olma sıfatını da taşıyor. Dünya’nın hala yaşanılan en eski kentlerinden birisi olan bu kent’in tarihi M.Ö. 7000’li yıllara kadar dayandığı söyleniyor.

Downtown Amman

Downtown Amman

Yedi tepe üzerine kurulmuş olan Amman, 2014 yılı itibariyle 4 milyon civarında bir nüfusa sahipti. Ayrıca Ürdün bayrağı üzerinde yer alan yedi yıldızın, Amman’ın yedi tepesini simgelediği söyleniyor.

Amman toplumsal yapı bakımından keskin bir şekilde ikiye ayrılmış. Kentin doğu kesimi, geleneksel İslam şehri olup çok sayıda Filistinli mülteciyi bünyesinde barındırdığı söyleniyor. Batı kesimi ise yeşillikler içerisinde olup, birçok kafe restoran ve sanat galerisini bünyesinde barındırmakta.

Krallıkla yönetilen Ürdün’ün Kraliyet Sarayı Amman’ın doğu kesiminde, meclisi ise batı kesiminde yer alıyor. Şehrin en önemli tarihi eseri Romalılardan kalma Amman Kalesidir.  Bu Kale’nin içinde Romalılardan kalma antik bir tiyatro, Arap döneminden kalma nispeten korunabilmiş bir saray, bir de Roma döneminden kalma bir tapınak bulunuyor. Tapınağın bulunduğu yer iyi bir şehir manzarası sunuyor.

Hediyelik eşya ve gümüş takıların ağırlıklı olarak satıldığı eski tarihi Pazar, Ürdün’ün tarihi gelişimini anlatan Ürdün Arkeoloji Müzesi, Amman’ın karmaşasından uzakta ve değişik yemek çeşitleri ile kafelerin olduğu Rainbow Street, Modern alışveriş merkezlerinin yer aldığı Abdali Bulvarı, Kaleye karşı konuşlanmış ve birçok sokağın çıktığı etrafında kafelerin olduğu Paris Meydanı Amman’da gezip görmeye değer yerler arasında.

Jerash Antik Kenti

Ortadoğu’daki en iyi durumda bulunan Roma şehirlerinden birisi olduğu söylenen Jerash Antik Kenti, Amman’ın araçla 51 km kuzeyinde ve Ürdün’ün Jerash kenti içinde yer alıyor.

Jerash Antik Kenti

Jerash Antik Kenti

Son yıllarda yıldızı parlayan bu Antik Kent’in, Ürdün’de Petra’dan sonra en çok ziyaret edilen tarihi yerlerden birisi olduğu da söylenenler arsında. Bu bölgedeki yerleşim ile ilgili bulunan kalıntılara göre tarihi de M.Ö 7500’lü yıllara kadar dayanıyor. Tüm Roma kentlerinde olduğu gibi bu antik kentte de birçok değişik yaşam alanları mevcut.

Jerash Antik Kenti’nde; sütunlarla çevrili Oval bir Forum, uzun bir Sütunlu Cadde ve yan sokakları, Güney ve Kuzey Tiyatroları, Artemis ve Zeus’a adanmış iki tapınak, tiyatro, hipodrom, köprü ve benzeri yerlerin kalıntıları Jerash Antik Kenti başlıca gezilip görülecek yerler arasında.

Bethany (El Mağtas)

Amman’ın araçla 52 km güney batısında yer alan Bethany (El Mağtas), Vaftiz Siti adı ile bilinen bir arkeolojik Dünya Mirası alanıdır. Ürdün – İsrail arsından geçen Ürdün Nehri’nin hemen yakınında yer alan bu arkeolojik alan, 2015 yılında nehrin batı yakası hariç olmak üzere UNESCO Dünya Miras Alanı olarak ilan edilmiş.

Bethany (El Mağtas)

Bethany (El Mağtas)

İsa’nın vaftizinin ve Vaftizci Yahya’nın vekaletinin orijinal makamı olarak kabul edil bu kutsal alan, İlyas Tepesi (Mar-Elias) olarak bilinen bir höyük ve bu höyük bölgesindeki manastır kalıntıları, nehre yakın bir bölgede kilise ve vaftiz havuzları gibi tarihi yapılardan oluşuyor.

Bethany Gezilecek Yerler

Bethany Gezilecek Yerler

Bu bölge geleneksel olarak aynı zamanda İlyas Peygamberin cennete yükseldiği yer olarak da biliniyor. Bu kutsal alana her yıl binlerce hac vazifesi yapan ziyaretçi ve binlerce yerli yabancı turistin geldiği söyleniyor.

Lut Gölü (Dead Sea)

Ölü Deniz olarak da bilinen Lut Gölü, İsrail ve Ürdün arasında yer alıyor. Batısında İsrail, doğusunda Ürdün olan bu göl, sadece Ürdün Nehri ile besleniyor. Eksi 430 metrelik rakımıyla dünyanın deniz seviyesinden en düşük rakımına sahip olan bu göl, aynı zamanda 304 metrelik su derinliği ile de dünyanın en derin gölü unvanını da elinde bulunduruyor.

Bu gölün Ölü Deniz olarak anılmasının sebebi dünyanın en tuzlu su kütlesine sahip olması ve bu özelliğinin yarattığı tahribattan kaynaklanıyor. Gölün suyundaki yüksek tuz yoğunluğu, bitkilerin ve hayvanların gelişebilmesine ve diğer hiçbir yaşama ev sahipliği yapmasına imkân vermiyor.

Lut Gölü (Dead Sea)

Lut Gölü (Dead Sea)

Gölün yıllık ortalama sıcaklığının 32 – 39 derece olduğu, kışın ise 20 -23 arasında değiştiği söyleniyor. Yıllık yağışın hiç yok denebilecek kadar çok az olması ve Ürdün ile İsrail’in her geçen gün su ihtiyacının artması nedeniyle gölün su seviyesi her geçen yıl azalmakta olduğu da söylenenler arasında.

Gölün çevresinde birçok otel, konaklama yeri ve plaj mevcut. Gölün etrafındaki çamur ve suların şifalı olduğu düşünüldüğünden birçok ünlü otelin SPA merkezi mevcut. Hatta gölden çıkarılan killeri ve çamurları satan dükkanlar da var.

Ayrıca tuz yoğunluğunun çok fazla olmasından dolayı kaldırma kuvveti fazla ve suya batmak imkânsız. Yine tuz yoğunluğunun fazla olması nedeniyle gözlere, ağza ve bir başka yere su kaçtığında suyun yakıcı özelliği var ve çok çok fazla acı verdiği söyleniyor.

Nebo Dağı

Nebo Dağı, Bethany (El Mağtas)’dan araçla Medeba’ya giderken yolun 30’uncu kilometresinde ve Bethany kutsal alanı ile Medeba kenti arasında yer alıyor. Bu dağın, Hz. Musa’nın Mısır dan kaçarken İsrailoğulları’na vadedilmiş toprakları gösterdiği ilk yer olduğu söyleniyor. Ayrıca Musa peygamberin mezarının da bu dağda olduğuna inanılıyor ama nerede olduğu tam bilinmiyor.

Nebo Dağı

Nebo Dağı

Dağın zirvesinin batı kesimi, bölgenin çok iyi bir panoramik görüntüsünü sunuyor. Bölgeden Jeriko, Ramallah, Kudüs ve Lut gölü gibi birçok yer ve şehir görünüyor. Hristiyanlar tarafından dağın zirvesine bir kilise inşa edilmiş. Kilise içerisinde de etkileyici birçok mozaik var.

Medeba

Amman’ın araçla 30 km güneyinde yer alan Medeba, Bethany (El Mağtas)’ın ise araçla 45 km güney doğusunda bulunuyor. Ürdün’ün orta batı kesimindeki bu kent, Ürdün’ün beşinci büyük şehri. Bu yerleşim yeri, Kutsal Toprakların bilinen en eski haritası olan Madaba mozaik haritası ile tanınıyor.

Madaba Mozaik Haritası

Madaba Mozaik Haritası

Altıncı yüzyıldan kalma 21,5 x 7 cm ebatlarındaki bu harita, Lübnan’dan (Byblos) Mısır’ın Luksor (Teb) kentine kadar olan bölgeyi kapsıyor. Eski yıkık kiliselerden birinin tabanında bulunan bu mozaik 1884 yılında ortaya çıkarılmış. Bilim adamlarının 1896 yılında yaptığı incelemeler sonucunda haritanın büyük bir bölümünün bozulmuş olduğu sonucuna varılmış.

Wadi Mujib

Medaba kentinin 45 km güneyinden geçen Wadi Mujip, Ürdün’ün kuzeyinden güneyine doğru uzanan Amman – Medeba – Petra – Akabe ana yolunu 90 derece ile keserek Lut Gölü’ne kadar uzanıyor. Yedi koldan beslenen Armon Çayı’nın oluşturduğu bu vadi, deniz seviyesinden 420 m aşağıda yer alıyor.

Ayrıca Amman – Akabe yolunun geçtiği noktada 2004 yılında yapılan bir baraj var. Baraj günümüzde büyük bir göle dönüşmüş durumda. Vadinin tabanında Armon Nehri’nin oluşturduğu etkileyici görünümlere sahip kaya oluşumları ve şelaleler mevcut. Bazı yerlerde ise bu oluşumlar, büyük bir kanyon şeklini alıyor. Burası yürüyüş ve kanyon geçişleri için oldukça popüler bir destinasyon.

Wadi Mujib

Wadi Mujib

Afrika’daki koruma alanlarından birisi olan Büyük Rift Vadisi ile kuzeydoğu Avrupa arasında her yıl göç eden göçmen kuşlar için güvenli bir mola yeri olduğu söylenen Wadi Mujib, oldukça zengin bir Biyosfer rezervine sahip olduğu söyleniyor. Faunada bugüne kadar 300’den fazla bitki türü, 10 etobur türü, çok sayıda ve türde de kalıcı ve göçmen kuş türü tespit edilmiş. Bu özelliklerinden dolayı 2011 yılında da UNESCO Biyosfer Alanı ilan edilerek koruma altına alınmış.

Bu kanyonvari vadide değişik zorluklarda ve değişik kategorilerde suyu takip eden doğa yürüyüşü, kanyon geçişi, halatla şelale geçişi gibi doğa sporları yapılıyor. Suyun alçalıp yükselmesine göre genelde Nisan – Ekim ayları arasında yapılan bu aktiviteler için Amman’dan turlar düzenleniyor.

Kerak Kalesi

Wadi Mujib’de yer alan Mujib Barajı’nın araçla 45 km güneyinde yer alan Kerek Kalesi, Kerek Kentinde bulunuyor. Akabe’ye 245 km, Amman’a ise 230 km mesafede. Petra Antik Kenti’nin 180 km kuzeyinde yer alan bu Haçlı Kalesi, 1140’lı yıllarda Kudüs Latin Krallığındaki haçlı devletlerini korumak için inşa edilmiş.

Kerak Kalesi

Kerak Kalesi

Eski kral Yolu boyunca seyahat eden birçok kişi diğer turistik yerlere giderken buraya uğruyor. Bu kale, Arap Yarımadası, Mısır ve Suriye arsında stratejik bir konumda olması nedeniyle Eyyubiler, Memluk Devleti, Osmanlılar gibi birçok devlet tarafından kullanılmış. Zaman içerisinde ilaveler yapılmış, onarım yapılmış ama orijinal hali hiçbir zaman bozulmamış. Ayrıca Kale’nin nefis bir Wadi Karak manzarası da var.

Günümüzde sıradan bir kale olmakla birlikte, kaleyi çevreleyen kent canlı bir turistik şehir olmuş. Dünya Miras Komitesi, 1985 yılında bu kaleden daha iyi örnekleri olan haçlı kaleleri olması nedeniyle UNESCO listesine almamış. 2004 yılında Kalenin alt sarayında yapılan yenileme çalışmaları sırasında bir Arkeoloji Müzesi kurularak ziyarete açılmış. Ayrıca 2005 yılında yapılan “Cennetin Krallığı” filminde sahne olarak kullanılmış.

Wadi Dana

Kerak Kalesi’nin bulunduğu El-Kerak kentinin 90 km güneyinde yer alan Dana Biyosfer Alanı, Ürdün’ün en büyük doğa rezervi olduğu söyleniyor. Dana Köyü ve Wadi Dana içerisinde yer alıyor. Dana’nın eşsiz manzarası içerisinde rüzgârın kesip değişik şekillere büründürdüğü kumtaşı kayalıkları ile kireçtaşı ve granitler mevcut.

Wadi Dana

Wadi Dana

Dana Tabiatı Koruma Alanı içerisinde 700 civarında bitki türü, 210 civarında kuş türü ve 38 civarında memeli barındırdığı söyleniyor. Bu vadinin içerisinde bulunan bazı yerli türlerinin korunması için, 1994 yılından beri Küresel Çevre Fonundan destek sağlanıyor. Yaban hayatını gözlemlemeye çok müsait olan bu vadide 16 km’lik bir de doğa yürüyüş yolu mevcut. Dana Tabiatı Koruma Alanı’na gelecek ziyaretçiler için değişik yerlerde değişik türden konaklama yerleri var.

Petra Antik Kenti

Akabe Körfezi ile Lut Gölü arasında, Akabe kentinin 125 km kuzeyinde yer alan Petra Antik Kenti, M.Ö 400 ile M.S 106 yılları arasında en parlak dönemini sürdürmüş. Bu antik kent, kendi dönemde bir Arap kabile olan Nebatilere başkentlik yapmış.

Nebatiler, köken olarak Kuzeybatı Arabistan’da yaşayan göçebe bir kavimmiş. MÖ 4. yüzyılda ilk defa tarih sahnesinde görünmüşler. Ölü Deniz’in 80 km güneyinde, Ürdün Çölünün kenarında yaşamışlar, buraya Arap yarımadasından gelmişler. Hayvancılık ve ticaretle uğraşan göçebe bir kabileymiş.

Petra Antik Kenti

Petra Antik Kenti

Bu antik kent, kum taşından oluşan kızıl renkli kaya bloklarının, tamamen insan gücüyle oyulması sonucunda adeta bütünleşmiş durumda. Bu antik kent bölgesi, Indiana Jones’tan Mumya’ya birçok Hollywood filmine set olmuş.

‘Taş’ ve ‘kaya’ anlamına gelen ‘Petros’dan ismini alan Petra, 400’lü yıllarda Nebatilerin Roma İmparatorluğu tarafından işgal edilmesiyle el değiştirmiş. Sonraki yıllarda meydana gelen deprem ve ekonomik sebeplerden dolayı kent gözden düşmüş ve zamanla da unutulmuş.

Antik Kentin yapım amacı tarihçiler tarafından henüz belirlenememiş. Son araştırmalarda El-Hazne’nin altında gizli gömülü bir bölüm olduğu ve bu bölümün ise kral mezarları olduğu kesinleşmiş. Rivayetlere göre Petra, Salih Peygamber’in yaşadığı yer olduğu da söyleniyor. Bu yüzden inanç turizmi için de cazibe merkezi. Antik kentteki evlerin içinde bulunan toplu mezarlar en dikkat çekici noktalar.

Petra Antik Kenti Gezilecek Yerler

Petra Antik Kenti Gezilecek Yerler

Antik Kentte Gezilecek Yerler

Antik kentte dikkat çeken en görkemli yapılar ise, Al Khazneh (Hazine), Roma tarzında inşa edilmiş Amfitiyatro, Ad – Deir Manastırı, tapınaklar, kaya mezarlarının bulunduğu geniş kanyon Street of Facades, Kraliyet Mezarları, Hz Musa’nın Kardeşi Harun’un Mezarı (Aaron’un Mezarı). Tüm bu tarihi alanlar, 6-7 km’lik yüksek kayalarla çevrili ana yol ve bu yola çıkan ara yollar üzerinde yer alıyor.

Pazartesi, Çarşamba ve Perşembe günleri Petra’da, Petra by Night adında bir etkinlik olduğu söyleniyor. Hava kararınca düzenlenen bu etkinlikte, Hazine’ye çıkan yol ve Hazine’nin önü mumlarla kaplanıyormuş. Canlı müzik eşliğinde, Bedevilerin ikram ettiği Bedevi çayından içip bu büyüleyici atmosferin tadını çıkarmanın değişik bir deneyim olduğu söyleniyor.

Wadi Musa

Petra Antik Kenti’ne ev sahipliği yapan Wadi Musa, Ürdün’ün başkenti Amman’nın yaklaşık 230 kilometre ve Akabe liman kentinin 125 kilometre kuzeyinde yer alıyor. Wadi Musa, Arapça’da “Musa Vadisi” anlamına geliyor. Hz. Musa’nın buradan geçtiği ve takipçileri için kayadan su çıkardığı söyleniyor.

Wadi Musa

Wadi Musa

Wadi Musa ayrıca “Petra’nın Koruyucusu” olarak da anılıyor. Hz. Musa’nın kardeşi Harun’un geleneksel mezar yeri olan Harun’un Mezarı, İncil’deki Hor Dağı için güçlü bir aday olan Jebel Harun’un yakınında olduğu söyleniyor

Petra bölgesi turistleri için birçok otel ve restorana ev sahipliği yapan bu küçük kasaba, 50’den fazla oteli ve birçok turistik restoranıyla ekonomisi neredeyse tamamen Petra’nın turizmine bağlı.

Akabe

Ürdün’ün başkenti Amman’nın 335 km kuzeyinde yer alan Akabe, Ürdün’ün en güneyinde, Akabe Körfezi kıyısında yer alıyor. Ürdün’ün bu küçük Liman Kenti, Ürdün’ün denize açılan tek limanına sahip.  Bu özelliği ile stratejik bir öneme haiz olan Akabe’nin hemen güney yanı başında İsrail’in Elyat şehri yer alıyor.

Akabe

Akabe

Tarihi 600’lü yıllara kadar dayanan Akabe, stratejik önemini tarihi süreçte hep muhafaza etmiş. Haçlı hakimiyetinden sonra Eyyubilerin kontroluna geçen bu kent, 1516 yılında Yavuz Sultan Selim’in Mısır seferi sırasında Osmanlıların eline geçmiş. Zamanla Hac Yolu merkezi haline gelen bu kente hac yolunun emniyeti için bir kale de yapılmış.

Birinci Dünya Savaşında Arap göçebelerin saldırıları sonucunda Osmanlılardan İngiliz kontrolüne geçen bu kent, 1946 yılında Ürdün’ün şehri haline gelmiş. Yılın 300 günü güneşli olan Akabe’de deniz suyu sıcaklığının hiç değişmediği söyleniyor. Bu özelliği de bu kenti Ürdün’ün deniz turizmi merkezi haline getirmiş.

Wadi Rum’a 70, Petra’ya 125 km mesafede yer alan Akabe, bu özelliğinden dolayı da günübirlik Petra ve Wadi Rum gezileri için bir merkez olarak kullanılabilir. Ayrıca Akabe serbest bölge olması nedeniyle Arapların adeta kaçamak yeri haline gelmiş. Bu nedenle birçok konaklama yeri mevcut.

 Hicaz Demir Yolları

İkinci Abdülhamid’in “Hamidiye Hicaz demiryolu” ismini verdiği Hicaz Demir Yolları projesi, Osmanlı Devleti’nin son büyük projesi olduğu biliniyor. Projenin amacı ise develerle bir buçuk ay süren yolculuğu daha kısa bir sürede yapabilmek içinmiş. 1900 yılında çalışmalara başlanmış, tam olarak bitirilemese de 1908 yılında proje genel hatlarıyla tamamlanmış. Bu projeye ait eski trenler, 70 km’lik Akabe – Wadi Rum yolunun 45’inci km’sinde bulunuyor.

Hicaz Demir Yolları

Hicaz Demir Yolları

Osmanlı bütçesinin yüzde 18’i bu işe ayrılmış ama bu para yetmemiş, halkın Müslüman olanlarından emrivaki yoluyla yardım istenmiş, memurların maaşlarından kesinti yapılmış, ek gelir için kartpostal satışı, kurban derilerinin gelirleri gibi çalışmalarla projenin beli doğrultulmaya çalışılmış.

Eylül 1904 tarihinde demiryolu hattı 460 km’ye ulaşılmış ve eksik bir şekilde de çalışmaya başlamış. İngilizler projenin Süveyş’e ulaşmasını istemedikleri için Akabe Körfezine ulaşacak olan hat iptal edilmiş ve demiryolu 1 Eylül 1908 yılında resmen faaliyete başlamış. Daha önce 40 gün süren Şam – Medine arası bu proje sayesinde 72 saate inmiş.

İlerleyen yıllarda projeye devam edilmiş. 1911 yılında Kudüs hattına ekler yapılmış. 1918 yılına gelindiğinde ise demiryolunun toplam uzunluğu 1900 kilometreyi geçmiş. Projenin Mekke’ye uzatılması İngilizlerin parayla satın aldığı Arap bedevi kabilelerinin savaşçıları tarafından engellenmiş.

Aslında o yıllarda sadece kâğıt üzerinde Osmanlı toprağı olarak görünen Arabistan yarımadası ve Mısır, İngiliz kontrolündeymiş. Osmanlı devleti belli noktalarda askeri birlikler bulundursa da İngilizlerin silahlandırdığı Arapların saldırıları sonucu Osmanlı askerlerinin çoğu öldürülmüş. Kalanlar ise bu hicaz demiryolu sayesinde yurda dönebilmiş.

Wadi Rum

2011 yılında UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi’ne alınan Wadi Rum; araçla Akabe’ye 70, Petra’ya 115 km mesafede yer alıyor. Bildiğimiz çöllerden biraz daha farklı olan bu vadi, Ürdün’ün en büyük vadisi. Pembe kum tepeleri ve küçük dağcıklar arasında birçok arkeolojik alan ve kaya oluşumları ile yeryüzü oluşumları var.  Buralarda yürüyerek gezmek, kum tepelerine tırmanmak, etrafı seyretmek değişik bir deneyim olduğu söyleniyor.

Wadi Rum

Özellikle gün batımı kızıllığı ve gün doğumu kızıllığı harika bir görsel şölen oluşturuyor. Güneş ışınlarının kumdan yansıması, gün içinde güneş ışınlarının yeryüzüne temas açısı değiştikçe oluşan değişik görsel şölenin de yaşamaya değer olduğu söyleniyor. Ay Vadisi olarak da anılan bu bölge birçok filme de set olarak kullanılmış. Mesela Arabistanlı Lawrance ve Transformers filmlerinde, mesela The Martian ve Red Planet filmlerinde Mars yüzeyi gibi…

Bölgede bulunan Bedevilerin alışkanlıklarını ve yaşam tarzlarını tecrübe etmek, şehirlerin kalabalığından ve gürültüsünden uzaklaşmak, çölde yakılan ateşin etrafında geceyi yaşamak, kısa bir süreliğine de olsa, asla unutulmayacak eşsiz bir deneyim olarak hafızalara yer edindiği söyleniyor

Ay ve parlak yıldızlarlar altında gecenin geçirileceği bu vadide, değişik fiyatlarda değişik hizmetler sunan ve değişik konfor sağlayan 60’ın üzerinde kamp bulunuyor. Wadi Rum’da herhangi bir alan seçilip, 4-5 saat süren jeep safari turu yapılabilir, balon turu yapılabilir.

En Uygun Rota          :

Amman > Jerash Antik Kenti > Bethany (El Mağtas) > Lut Gölü > Nebo Dağı > Medeba > Wadi Mujib > Kerak Kalesi > Wadi Dana > Petra Antik Kenti > Akabe > Hicaz Demiryolu > Wadi Rum

Bu rota dört gece beş günlük bir gezi için hazırlanmıştır. Ürdün’e gidiş gelişte kullanılacak havaalanı durumuna göre tersi bir rota da yapılabilir.

Bu rota dört gece beş günlük bir gezi için hazırlanmıştır. Ürdün’e gidiş gelişte kullanılacak havaalanı durumuna göre tersi bir rota da yapılabilir.

Ürdün Gezilecek Yerler için Konaklama Yerleri :

Amman, 1 gece

Petra (Wadi Musa), 1 gece

Akabe, 1 gece

Wadi Rum, 1 gece

Cevapla